| İçinde, yüzüne sahte bir prenses yapışmış olan bir canavarın bulunduğu tuzaklı bir mücevher mi? | Open Subtitles | جوهرة الحبس , التي بها وحش بأميرة مزيفة ملصقة بوجهه ؟ |
| Gel bakalım küçük prenses. Onun canını yakmayın! | Open Subtitles | حسناً يبدو أننا أمسكنا بأميرة صغيرة |
| - Shrek, daha iyi bir yer bulabiliriz. Buranın bir prensese uygun olduğunu sanmam. | Open Subtitles | شرك، يمكننا أن نقدم أفضل، هذا لا يليق بأميرة |
| Öyle mi? Peki bunu yapabilen bir prensese uygun mu? | Open Subtitles | أذاً ما رأيُك بأميرة تستطيع فعل هذا؟ |
| Bu, prenseslere göre bir araba değil. | Open Subtitles | هذه السيارة لا تليق بأميرة |
| Bu, prenseslere göre bir araba değil. | Open Subtitles | هذه السيارة لا تليق بأميرة |
| Şehir Kulübü Prensesi'ni bir dahaki görüşümde onu pembe arabasıyla birlikte göle atacağım. | Open Subtitles | بالمرة المقبلة التي ألتقي فيها بأميرة النادي الريفي سأرسلها هي و عربتها الوردية مباشرة نحو البحيرة |
| Bana Pasifik prenses'i hatırlattı. | Open Subtitles | يُذكّرُني بأميرة المحيط الهادي. |
| Şımarık küçük bir zengin kızı ama senin dengin değil, bildiğin prenses. | Open Subtitles | فتاة غنية مرفهة، ولكن ليست بأميرة عادية |
| Bana bir prenses ve halı borçlusun. | Open Subtitles | أنت مدين لي بأميرة وسجّادة. |
| prenses olmanın gerektirdiği gibi. | Open Subtitles | كما يليق بأميرة . |
| Bir prensese layık. Özel seçilmiş. | Open Subtitles | تليق بأميرة خصيصاً لك |
| Bu Gümrükçü prensese kefil olur musun? | Open Subtitles | تقوم بالتكفل بأميرة "آيس"؟ |
| Senin için prenseslere layık bir şeyler bulacağım. | Open Subtitles | سأجد لك شيئًا يليق بأميرة |
| İkinci sınıfların Prensesi seçilirsen tacı kim takacak peki? | Open Subtitles | لكن من سترتدي التاج عندما تفوزين بأميرة السنة الثانية؟ |
| Hem de Hinata'ya Byakugan Prensesi dedi. | Open Subtitles | وقد نادى هيناتا بأميرة البياكوغان. |