Ulusal Silah Birliğine üye olduğunu söylediğinden beri, sana bunu vermek istiyordum. | Open Subtitles | لحظة معرفتي بأنكِ كنتي بإدارة الطواريء الدولية عرفت أني أردت إعطاؤه لكِ |
Polislere bir ilişkin olduğunu ve benim yanlış adamı dövdüğümü söylemen gerekiyor. | Open Subtitles | أريدك أن تخبري الشرطة بأنكِ كنتي تقيمين علاقة لكنني ضربتك الشخص الخطأ |
Sana söylemedim çünkü, hayatımın en güzel fırsatı için bana destek olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | ..حسنا ، ربما لم أُخبركِ لأنني اعرف بأنكِ ستحاولين حرماني من فرصة حياتي |
Dikkatli olsan iyi olur, bir adam senin tarafından takip edildiğini düşünebilir. | Open Subtitles | عليكِ أن تكوني أكثر حذراً، فلو كان شخص آخر لأعتقد بأنكِ تُلاحقينه |
Cüzdanında kan vardı, ve sen de topalladığını gördüğünü söyledin.. | Open Subtitles | حسنًا، كانت هناك دماء على محفظته وقلتِ بأنكِ رأيتيه يعرج |
Yani topluma faydalı bir insan olduğuna dair şahitlik yapacak insanlara ihtiyacın var. | Open Subtitles | إذنّ أنتِ تحتاجين أشخاص يمكنهم أنّ يشهدوا بأنكِ أصبحتِ فرد منتجّ في المجتمــع |
Yalan söyledin, bu yüzden ahlak bekçisi gibi davranmaktan vazgeç. | Open Subtitles | لقد كذبتي، لذا فكفي عن التظاهر بأنكِ تتحلين بأخلاق عالية |
Hepimiz düşünüyoruz ki, bizim olduğumuz yere çok yabancı bir durumdasın. | Open Subtitles | .. لإننا نشعر جميعاً بأنكِ تفكرين بطريقة مختلفة عما نفعل نحن |
Bebeğim, sadece bir maçtı. Ondan daha iyi olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | عزيزتي , كان هذا مجرد قتال أعرف بأنكِ أفضل منها |
Onlara senden bahsettim. Çok şirin olduğunu düşünüyorlar. Resimlerini de gösterdim. | Open Subtitles | أخبرتهم بكل شيء عنكِ على اي حال وقالوا بأنكِ جميله,أريتهم صورك |
Kızının okuluyla ilgili yardıma ihtiyacın olduğunu söyledin. senin için yaptım! | Open Subtitles | انتِ قلت بأنكِ تحتاجين المساعدة من اجل دفع فواتير مدرسة بنتكِ |
Bence en iyisi senin kız arkadaşım olduğunu bilmemesi olurdu. | Open Subtitles | أعتقد أنه من الأفضل لو أنها لم تعرف بأنكِ صديقتي |
Bir erkeğe bakire olduğunu söyleyip onun bunu anlayışla karşılamasını bekleyebilirsin ama bakire olduğumu, sonra olmadığımı şimdiyse yeniden olduğumu söylemek-- | Open Subtitles | وهو شيء أن تخبري شابًا بأنكِ عذراء وتأملي منه أن يتفهم، لكن أن أخبره بأنني كنت عذراء وبعدها لم أعد كذلك |
Bak, şu an ona kızgın olduğunu biliyorum, ama, al işte... | Open Subtitles | أعلم بأنكِ غاضبة منها في الوقت الحالي، لكن انظري،ها أنت ذا |
Hayır ama senin sahili sevdiğini biliyorum ve gününü mahvetmek istememiştim. | Open Subtitles | لا، لكنني أعلم بأنكِ تحبين الشاطيء، ولم أرغب بإفساد هذا عليكِ |
Bence sen kendi hayatında ve bugün hastanın hayatı hakkında tedbirsizlik yaptın. | Open Subtitles | الخاصة حياتكِ في متهورة بأنكِ أعتقد المريض يخص فيما متهورة كنتِ واليوم |
Polisin kurcaladığı tüm detayların sebebinin senin anlattığın hikayeler olduğuna inanmaya başladım. | Open Subtitles | وجميع التفاصيل والأشياء التي وجدوها جعلتني أعتقد بأنكِ تقولين رواياتكِ مرة أخري |
Neden bana her zaman söylemek istediğin ama bir türlü yapamıyormuş gibi hissediyorum? | Open Subtitles | لماذا أشعر بأنكِ تريدين أن تقولي لي شيئاً و لا تقولينه لي مطلقاً؟ |
Ve eminim ki çok da fazla reddedildiğini sanmıyorum, ama belli bir yaşa gelince, şu kırışık boynunla ortalarda salınma fikri çok ürkütücü. | Open Subtitles | لا أظن بأنكِ قد اختبرتِ رفضا كثيرا في حياتكِ متى تصلين إلى سن معين يصبح من المخيف أن تعودي إلى المواعدة ببشرتك الغضة |
Sizin akıl hastası olduğunuzu ve mallarınızı satacak ehliyette olmadığınızı kanıtlamaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | ويريدون إثبات بأنكِ مختلة عقلياً وأنكِ غير مؤهلة للتفاوض على بيع ممتلكاتك |
Dün gece gökyüzünün altında durdun ve Beni eşitin olarak ilan ettin. | Open Subtitles | في الليلة الماضية ، وقفت أمام السماوات معلنةً نفسكِ بأنكِ مساوية لي. |
Keşke genç olsam ve her şeye yeniden başlasam diye düşünüyorsun. | Open Subtitles | تتمنى بأنكِ لو كنتِ شابة و يمكنكِ أن تبدأين من جديد |
Yoo Jin Woo'yla olduğun için onları artık görmediğin doğru değil mi? | Open Subtitles | أليس الأمر بأنكِ لم تعودي تريهم لأنكِ كُنتِ مع "يو جين وو"؟ |
Hayır. Aslında, birini arıyorum, ve bana yardım edebileceğinize inanıyorum. | Open Subtitles | لا، في الواقع أريد شخصاً ما، ومتأكد بأنكِ تستطيعين مساعدتي |
Kim olduğunu fark edince Conrad Grayson'ı alaşağı ettiğini de fark ettim. | Open Subtitles | عندما إكتشفت من تكونين لقد أدركت بأنكِ أنتِ من أطاح بكونراد جريسون |
Lemon'a de ki, Dr. Hart'a gittim omzuma baktı ve kaslarda yırtık tespit etti ve performans sergileyemeyeceğimi söyledi. | Open Subtitles | قولي لـ ليمن بأنكِ التقيتي بـ د.هارت التي قامت بفحص كتفكِ ووجدت تمزق عضلي وأصرت على انكِ لاتستطيعين المشاركة |
Meg, ayak pornosu yaptığını biliyoruz ve buna derhâl son vereceksin! | Open Subtitles | نحن نعلمُ بأنكِ تقومينَ بأعمال قَدَمٍ إباحية وعلى ذلك التوقف الآن |