| özel olduğunu sanıyorsun. Kuralların senin için geçerli olmadığına. | Open Subtitles | تعتقد بأنك مميز, وأن القواع لاتطبق عليك. |
| Onlar yüzünden özel olduğunu düşünmene neden oluyorlar ki bu doğru değil, adil hiç değil. | Open Subtitles | غنها تخدعك في التفكير بأنك مميز فقط بسبب تلك القدرات.. -وهذا ليس حقيقي، وهذا ليس عادلًا أيضًا |
| Sırf bu bölümde senin gibi biri olmadığı için özel olduğunu sanma Carson. | Open Subtitles | لا تفكر بأنك مميز (كارسن), ببساطة لأن ليس هناك أحد معجب بك في هذا القسم. |
| Bu sadece özel olduğunuz anlamına gelir, hepsi bu. | Open Subtitles | هذا يعني بأنك مميز و حسب, هذا كل شيء |
| Bu sadece özel olduğunuz anlamına gelir, hepsi bu. | Open Subtitles | هذا يعني بأنك مميز و حسب, هذا كل شيء |
| Burada daha önemli nedenlerden dolayı olduğumuzu bize hatırlatacak birisine ihtiyacımız var ancak Ben kimsenin, senin özel olduğunu düşünmesini istemiyor. | Open Subtitles | نحن نبحث عن شخص ليذكرنا بأننا موجودون هنا لأسباب أكثر أهمية و (بين) لا يريد من أحد أن يظن بأنك مميز يا (جون) |
| Her zaman özel olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | لطالما عرفت بأنك مميز |
عربي 
إنجليزي 
فرنسي 
إسباني 
ألماني 
برتغالي 
تركي 