Öyle olsa bile bunun hukuki, sanatsal veya edebi değeri olmadığını kanıtlamanız gerek. | Open Subtitles | حتى لو كانت كذلك، لا يزال عليك إثبات بأنها لا تملك قيمة قانونية أو فنية أو أدبية |
O 'muhteşem adamlar', Leydi Godiva'nın giyecek hiç bir şeyi olmadığını iddia ederek Ascot'ta kraliyet duvarlarını aşmasından beridir en büyük göstericiler. | Open Subtitles | بأولئك "الرجال العِظام", تعني "أكبر المتفاخرين" منذ أن قامت ليدي جوديفا "بدخول المحمية الملكية في في أسكوت, مدعيةً بأنها لا تملك ماتلبسه" |
Başka seçeneği olmadığını söylediğinde de "'karnaval' okuma bana" der. | Open Subtitles | عندما تخبرها بأنها لا تملك خياراً ستقول لك "لا تعطيني طماطم قديمة" |
İstediğin her şeyin onda olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | الأن ,أعرف بأنها لا تملك كل ما ترغب به |
Katherine size elinde o kadar para olmadığını söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرتك (كاثرين) بأنها لا تملك النقود |
Diana fazla hayal gücünün olmadığını söylüyor ama bence önemi yok, çünkü benimki ikimize de yeter. | Open Subtitles | (ديانا) تقول بأنها لا تملك مخيلة واسعة لكني لا اظنه مهمًا |