Bak, bu çılgınca geliyor kulağa ama Bay Altman hakkında bir önsezisi olduğunu sanıyorum. | Open Subtitles | ولكن أعتقد بأنه كان لديه شئ من التنبأ بشأن السيد ألتمان |
Gelen daha fazla adamı olduğunu gördüm. | Open Subtitles | رأيت بأنه كان لديه رجالاً أكثر في طريقهم |
Emekli olduğunu söylerken kastettiğim; | Open Subtitles | حسنًا، عندما قلت بأنه متقاعد، عنيت بأنه كان لديه |
Onunla evlendiğinde kocasının çocukları olduğunu biliyordu. | Open Subtitles | كانت تعلم حين زواجها بأنه كان لديه أطفال |
Yasadışı olmasına rağmen özür diletmek için bir nedeni olduğunu düşünüyordum. | Open Subtitles | بطريقة غير شرعية ، إعتقدت بأنه كان لديه سبب وجيه لكي يتم الإعتذار له |
Kristopher ertesi sabah iş görüşmeleri olduğunu söyledi, o yüzden erkenden kalkmış, ağabeyi ise içmeye devam etmiş. | Open Subtitles | كريستوفر قال بأنه كان لديه بعض ألأعمال في صباح اليوم التالي لذا ترك المطعم لأجل الخلود الى النوم |
Şerif Rhesus Maldonado olay hakkında ayrıntılı bilgi vermeyi reddetti ve yalnızca suçun eyalet dışındaki bazı öğelerle bağlantısı olduğuna dair ciddi kanıtları olduğunu belirtti. | Open Subtitles | مدير الشرطة"مالونادو" يرفض إعطاء التفاصيلِ في هذه القضية وقال فقط بأنه كان لديه دليل قوى يربط الجريمة بـ |
Sadece benim için bir telefonu olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | قال بأنه كان لديه هاتف مخصّص لي فقط. |
Kulakları olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد بأنه كان لديه آذان |