İnsanlar bana kızımın ölümünü sorduklarında, onlara bir kaza olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | عِندما يسألني الناس عن موتِ ابنَتي أقولُ لهُم بأنَ ذلكَ حادثاً |
Biliyor musun, içimden bir ses ihtiyarın her şeyle ilgileneceğini söylüyor. | Open Subtitles | تعلَم، لديَ هذا الإحساس الغريب بأنَ هذا العجوز سيتكفَّل بكُل شيء |
Ben... aslında telesekreterle konuştuğuma sevindim çünkü anlatacak bir sürü şeyim var ve "Ben demiştim." demeni duymayı kaldıramam. | Open Subtitles | أنا مسرورة بأنَ المجيب الآلي ردّ علي فلديّ الكثير كي أقوله و لم أكن لأتحمل قولك بأنك أخبرتني بذلك |
Ben... aslında telesekreterle konuştuğuma sevindim çünkü anlatacak bir sürü şeyim var ve "Ben demiştim." demeni duymayı kaldıramam. | Open Subtitles | أنا مسرورة بأنَ المجيب الآلي ردّ علي فلديّ الكثير كي أقوله و لم أكن لأتحمل قولك بأنك أخبرتني بذلك |
Bu bir yakının var seni önemseyen biri var demektir. | Open Subtitles | ذلكَ يعني بأنَ لديكِ أقارب. أحد ما، يهتم من أجلكِ. |
Bence para, sanattaki bir eksikliği gizlemek için bahanedir. | Open Subtitles | أعتقد بأنَ النقود هي عذر لقلَة الفن على أيَ حال |
Sen de benim kadar biliyorsun ki en ufak bir zayıflıkta öldüm demektir. | Open Subtitles | تعرفُ تماماً مِثلي بأنَ أيَ ضَعف أيَ ضَعفٍ على الإطلاق، فأنا ميت |
Doktorlar bana Cyril'in bir daha eskisi gibi olmayacağını söylediklerinde, zekası beş yaşındaki bir çocuk seviyesine indiğinde, siktir, yıkılmıştım. | Open Subtitles | عِندما أَخبرني الأطباء بأنَ سيريل لن يعودَ كما كانَ أبداً و بأنهُ سيكونُ لهُ تفكير طِفل في الخامسَة |
Devletin görüşü, sanık, önyargı savından daha mantıklı bir neden sunmak durumundadır. | Open Subtitles | بأنَ المُتهَم عليهِ أن يُظهِر أكثرَ من مَظهرِ التحيُّز يبقى صحيحاً |
Ya da şiirde dediği gibi, daha derinde bir şeyler mi var, paylaşılan bir kayıp. | Open Subtitles | أم أنهُ كما يُخبرنا بهِ الشُعِراء؟ بأنَ هُناكَ شيئاً أعمَق، خَسارَة مُشتركَة |
Napolyon bir seferinde demiş ki... insanlar faziletlerinden ziyade ahlaksızlıklarıyla daha kolay yönetilirler. | Open Subtitles | بأنَ الرِجال من الأسَهلِ قِيادتُهُم عن طريقِ خَطاياهُم و ليسَ فضائلهِم |
Ve ruhumun derinliklerinde bir yerde, prensipleri olan bir insanın temize çıkacağına... inanıyordum. | Open Subtitles | و أؤمنُ مِن كُل روحي بأنَ الرجُل صاحِب المبادِئ سيُبرَّئ |
Duyduğuma göre büyük bir ihtimalle tıp lisansını kaybetme durumun varmış, yani seni bir daha göremeyeceğim. | Open Subtitles | كما أني أسمَع أيضاً بأنَ هناكَ احتمال أن تخسَري رخصتكِ كطبيبَة ما يعني أني لَن أراكِ ثانيَةً |
Ama size sevgilinizin kanserden öleceğini söylemiyor ve onun yıllar önce kaybettiğiniz kardeşiniz olduğunu, ve bir seri katil olduğunu. | Open Subtitles | لكنها لا تُخبرك بأنَ حبيبتكَ ستموت بمرض السرطان و أنها في الحقيقة أُختك التي فُقدَت من زمان بعيد |
Ama bu iletişimde bir devrimse, neden yapılan çalışmalar internette kalma süresi arttıkça çekilen yalnızlığın arttığını gösteriyor? | Open Subtitles | و لكن إن كانَت ثورةً في الاتصالات لماذا تُشير الدراسات بأنَ كُلما أمضى الشخص وقتاً أكثَر على الانترنت |
Annem, babamın bir ilişkisi olduğundan şüphelenmişti. | Open Subtitles | لقد شكت والدتي بأنَ والدي يقيم علاقة غرامية |
Grupça seninle bir konu hakkında konuşmak istiyoruz. | Open Subtitles | أعتقدُ، بأنَ هنالكَ أمراً ترغبُ المجموعةُ بمحادثكَ بشأنهْ. |
O tam bir kaçık, bana kızların iki çiş deliği olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ذلكَ الرجلُ مجنونْ، فقد أخبرني بأنَ لدى الفتياتِ فتحتانِ للبول. |
- Kızının onu bir bisikletle takas edeceği aklına gelmemişti değil mi? | Open Subtitles | لم تعتقد بأنَ فتاتكَ الصغيرة ستأخذُ تلكَ الساعة للمدرسة وتُقايضُها بدراجةً ، ألستَ كذلِكَ؟ |
Hayır, seninle geçirdiğim zaman, hayatımın en iyi üç yılıydı ve bir saniyesini bile değiştirmem diyorum. | Open Subtitles | كلا ، أنا أقولُ بأنَ الوقت برفقتِكِ ، كان أفضل ثلاثة أعوام في حياتي و لم أتغيرُ البتة |