Kızı takip ettiğim gece onun bir casus olduğundan bile haberim yoktu. | Open Subtitles | لم أكن أعلم حتّى بأنّه كان جاسوساً عندمّا تبعته في تلك الليلة. |
Bir tür voodoo laneti olduğundan bahsettiler. | Open Subtitles | وهو قال بأنّه كان بعض نوع لعنة الودّونية. |
Kesinlikle hastalarımdan biri olduğunu düşünüyorsunuz. | Open Subtitles | لذا، تعتقد بأنّه كان بالتأكيد أحد مرضاي. |
Ağzı sıkı biri olduğunu söyledi ve bu benim tam aradığım şeydi. | Open Subtitles | قالت بأنّه كان كتوم، وذلك بالضبط ما إحتجتُه |
Çocuk ölü olduğuna göre... rüya olsa gerek değil mi Scotty? | Open Subtitles | حسنا، الولد كان ميّت , نعم أفترض بأنّه كان حلم، سكوتي. |
Bunu yaptım çünkü doğru olduğuna inanıyordum. | Open Subtitles | أنا هو لأن إعتقدت بأنّه كان الشيء الصحيح ليعمل. |
Eh, en azından onun kanı olduğundan emin değildik. | Open Subtitles | حَسنًا، على الأقل لا نعرف بالتأكيد بأنّه كان دمّه |
Oh, bu çok garip, Onun evde olduğundan haberim yoktu. | Open Subtitles | ذلك غريب, أنا لم أعرف بأنّه كان هنا. |
Bana bir ortağının olduğundan söz etti. | Open Subtitles | لقد أخبرني بأنّه كان لديه شريك |
Halen iyi olduğundan emin olmak istiyordum ama artık bir sevgilim var. | Open Subtitles | ما زلت أحبّه مع ذلك ما زلت أريد التأكيد بأنّه كان بخير، لكن... لدي خليل الآن |
Bunun bir misilleme olduğundan şüpheleniyoruz. | Open Subtitles | نشكّ بأنّه كان فعل الإنتقام. |
Günah çıkaran adamın gerçekten Byron Epstein'i öldüren kişi olduğundan emin misiniz? | Open Subtitles | ذلك الرجل الذي اعترف لك ، أنت واثقٌ بأنّه كان يتحدّث عن مقتل (بايرن إيبستين) ؟ |
Yoldaş takım liderinin eskiden korkunç biri olduğunu duymuştum ama gerçekten öyle mi? | Open Subtitles | أيّها الرفيق القائد إعتقدت بأنّه كان شخص مخيف. |
Herkes kendilerinden biri olduğunu sandı | Open Subtitles | لقد إفترضوا بأنّه كان واحد منهم |
Onun sizden biri olduğunu biliyorum ama bazı dedikodular duydum. | Open Subtitles | بأنّه كان أحد ملكك. لكن هذه الإشاعات أسمع بأنّني وضعت a إنسان حيّ إلى الأرض؟ |
Hiç bahsetmemişti. Tek başına, yalnızlığını seven biri olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا فقط إعتقدتُ بأنّه كان جميل لوحده |
Onun zevkli biri olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | قلتِ بأنّه كان لديها ذوق جيّد |
Hatırlıyorum, bir kez gidip onun yanında araba yıkamamın özel bir doğum günü armağanı olduğuna beni ikna etti. | Open Subtitles | أتذكّر مرّة أنه أقنعني بأنّه كان عيد ميلاد خاص وممتع للذهاب معه للعمل وأساعده بتنظيف السيارات |
Aile asla olayın intihar olduğuna inanmamış. | Open Subtitles | لم تصدّق العائلة أبداً بأنّه كان انتحاراً |
Sevdiğim zamanlar oldu, nefret ettiğim zamanlar oldu ama daima gıpta ettim. Sıradan bir adam olduğuna inanmak zor biraz diğer herkes gibi hata yaptığına. | Open Subtitles | من الصعب تصديق بأنّه كان شخصٌ عادي، يرتكب الأخطاء كالبقية |