Vergi mükelleflerinin sizin kumar alışkanlığınızı sağlamalarının adil olduğunu düşünüyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعتقد بأنّه من العدل أن يمول دافعو الضرائب إدمانك للقمار؟ |
Kiralama yaparken dahi, arkadaş edinmenin mümkün olduğunu mu bulmuştuk? | TED | هل اكتشفنا للتوّ بأنّه من الممكن كسب الأصدقاء أثناء عملك لكسب إيجار المنزل؟ |
Beni affetmeni istemek için çok erken olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّه من المبكر جداً ان تسامحني. |
Artık uzaktaki gezegenlere güvenli bir şekilde gitmenin mümkün olduğunu biliyorduk. | Open Subtitles | عرفنا بأنّه من الممكن أن نسير إلى الكواكـب الخارجيـة بأمــان |
İnsanların mektuplarını okumanın çirkin olduğunu bilmiyor musun? | Open Subtitles | ألا تعرف بأنّه من الوقح قراءة بريد الآخرين؟ |
Ve herkes şefin kız arkadaşı olmanın kolay bir şey olduğunu düşünür. | Open Subtitles | والكل يعتقد بأنّه من السهل أن تكون فتاة الرئيس. |
Benim görevim, kimliğini saklamasına yardım etmekti. Bir öğrenci olacaktı, buralı olduğunu söyleyecekti. | Open Subtitles | كانت مهمتي مساعدتُه في تخفّيه كان سيصبح طالباً، ويقول بأنّه من هنا |
Nasıl bu kadar emin olduğunu sorduğumda gelecekten geldiğini söyledi. | Open Subtitles | وعندما سألتُه كيف يكون متأكّداً جدّاً من ذلك؟ قال بأنّه من المستقبل |
Çok hoşlarına gitti. Okudukları en iyi senaryo olduğunu söylediler. | Open Subtitles | أحبّوا النّص، قالوا بأنّه من أفضل النصوص التي قرأوها. |
Kordonun güvenliğini sağlamanın, ve içerideki insanları korumanın işim olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعتقد بأنّه من واجبي أن أسيّطر على الحاجز الوقائي، للحفاظ على سلامَة الناس. |
Ama dubleks olduğunu da göz önünde bulundurmalısın. | Open Subtitles | لكن عندما تحلّل بأنّه من طابقين |
Bu gece dönecek sanıyorum. Bir dakika, bu olayla bir ilgisi olduğunu düşünmüyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | -مهلاً، هل تعتقد بأنّه من قام بهذا الأمر، أليس كذلك؟ |
Çünkü artık ben ne dersem yapmak zorunda olduğunu biliyorum. Yapmazsan da yerine lafımı dinleyen başka komiser bulurum. | Open Subtitles | أنام قريرة العين عالمةً بأنّه من الآن فصاعدًا ستفعلين ما آمر به وقتما آمر به... |
Önemli olduğunu söyledi, bu akşam aramalısın, ...acilmiş. | Open Subtitles | قالَ بأنّه من المهم أن تتصل به الليلة |
Eğer hayatımın geri kalanını yalnız geçirmek istemiyorsam sanırım, belki biraz gevşemenin nasıl olduğunu öğretecek birine ihtiyacım var. | Open Subtitles | الذي يخبرني بأنّه من المستحيل العيش معي لذا ، إذا أردت ألا أقضي بقيّة حياتي وحيدا أعتقد بأنّني أحتاج لشخص يعلّمني كيف أن استرخي |
Korsikalı olduğunu söyle. | Open Subtitles | أخبريني بأنّه من كوغس |
Hâlâ öyle. Ama yine de Grady'yi satanın ve ardından gelen her şeyin sorumlusunun o olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | ما زال كذلك، وأيضاً أنا أعرف بأنّه من أوشى بـ (غريدي) |
Yine de Todd, geçmişi değiştirmenin imkânsız olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | على أية حال، (تود) يعتقد بأنّه من المستحيل تَعديل الماضي |
Bunun muhtemel olduğunu kabul et, Saul, çünkü şu an Dr. Faisel'ın evinin önündeyiz ve adamdan hiç iz yok. | Open Subtitles | ( إعترف بأنّه من الممكن حدوثه , ( سول ... لإنّنا جالسون عند ... منزل د : ( فيصل ) حالاً |