Sen sahneye çıkana kadar müzik menajeri diye bir şey olduğunu bile bilmiyordum. | Open Subtitles | إنني لم أكن أعلم بأن هناك شيء اسمه مدير موسيقي، بغضّ النظر عمّا يفعلونه حتى ظهرت أنت في المشهد |
Eğer insanın içinde bu dağın iddiasına yanıt veren bir şey olduğunu, bu çabamızın aslında hayatın çabası olan yukarı ve sonsuza kadar yukarı olduğunu göremiyorsanız neden gittiğimizi anlayamayacaksınız. | TED | إذا لم تستطع الفهم بأن هناك شيء في الرجل والذي يستجيب لتحدي هذا الجبل ويخرج لملاقاته، هذا النضال هو نضال الحياة نفسها في الصعود ودائماً في الصعود، إذاً انت لن تر لماذا نذهب. |
- Alerjik olduğum yalnız bir şey olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | هل أعرفت بأن هناك شيء واحد على الأرض |
- Teşekkür ederim. - Bu bir iltifat değil. Hadi Bones, burada ters giden bir şeyler var, değil mi? | Open Subtitles | بربك يا كتلة العظام, تعلمين بأن هناك شيء ما خاطىء هنا, صحيح؟ |
Bunca şeyden sonra, hala senin içinde babandan bir şeyler var. | Open Subtitles | يبدوا بأن هناك شيء فيك من والدكَ |
Bir şeyler yapmak zorundayız. Bir şeylerin ters gittiğini hissediyorum. | Open Subtitles | علينا أن نفعل شيئاً أستطيع أن أشعر بأن هناك شيء غير صحيح |
Hala bu adamları bulma konusunda yapabileceğim bir şey varmış gibi geliyor. | Open Subtitles | ما زلت أعتقد بأن هناك شيء أستطيع فعله لأنقذ هؤلاء الرجال |
Çünkü dışarıda hareket eden bir şey olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | لأنني أظن بأن هناك شيء يتحرك في الخارج |
Bakın, aramızda bir şey olduğunu sanıyorsanız fena halde yanılıyorsunuz, tamam mı? | Open Subtitles | -اصغيا، إن كنتما تعتقدا بأن هناك شيء بيننا .. {\pos(195,225)} فأنتما مخطئتان تمامًا، حسنًا؟ |
Yani Kovacs'ın genetik havuzunda, mutasyonu mümkün kılan özel bir şey olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | إذًا تقول بأن هناك شيء محدد بخصوص التكوين الجيني لـ(كوفاكس) الذي أمكن التحول من أن يحدث له |
Sanırım, fotoğrafta ters giden bir şeyler var. | Open Subtitles | أعتقد بأن هناك شيء خاطئ بإحدى الصور |
Haşim'le Süreyya'nın arasında bir şeyler var. | Open Subtitles | اعتقد بأن هناك شيء ( بين ( هاشم ) و ( ثريا |
İçimde bir his var Tommy. Ters giden bir şeyler var. | Open Subtitles | لدي شعور بأن هناك شيء خاطىء يا (تومي) |
İçten içe Bir şeylerin ters gittiğini biliyordum galiba. | Open Subtitles | في قرارة نفسي كنت أشعر بأن هناك شيء ما خاطئ يجري |
Bir şeylerin ters olduğu dedikodusunu yaymaya başlama. | Open Subtitles | لا تبدأ بنشر الشائعات بأن هناك شيء ما خاطئ |
Bir şey varmış gibi hissediyorum ama tam da öyle değil. | Open Subtitles | و لدي شعور بأن هناك شيء لكنه ليس حقيقياً |
Sutton'ın bize söylemediği bir şey varmış gibi hissediyorum. | Open Subtitles | الشعور بأن هناك شيء سوتن) لا تقوله لنا) |