Nesiller boyunca iletişim kurabilmenin ne kadar önemli olduğu sizlere söylememe gerek yok. | TED | بالطبع ليس ضروريا اخباركم بأهمية القدرة على التواصل عبر مختلف الأجيال |
Ve potansiyel olarak domates sosu kadar önemli bir şey olabilir, ya da bu durumda ketçap. | TED | ومن المحتمل أن تكون شيئاً بأهمية صلصة الطماطم، أو في هذه الحالة، معجون الطماطم. |
Eğer erken eğitimin bu kadar önemli olduğunu biliyorsak neden her çocuk eğitim alamıyor? | TED | ما دُمنا على دراية بأهمية التعليم الباكر، فلماذا لا يتوفر لجميع الأطفال؟ |
1930'larda, Maksymilian Faktorowicz adında bir adam, güzellik mikrometresini tasarladığında, güzellikte simetrinin önemini fark etti. | TED | في عام 1930، أقر شخص يدعى ماكسيميلين فاكتروويز بأهمية التناسق للجمال عندما صمم ميكرومتر الجمال. |
Tüm bu hikayeleri bilimin, bilim adamlarının ve hastaların önemini unutmamak için hafızamda tutuyorum. | TED | واحتفظت بهذه القصص معي لتذكيري بأهمية العلم و العلماء والمرضى. |
Dikkatli bakarsanız, keşif sürecindeki İrlanda kahvelerinin önemine dair ilk akademik teyit olduğunu görebilirsiniz. | TED | وستلاحظون إن نظرتم بإمعان، أن هذا هو أول اعتراف أكاديمي بأهمية القهوة الأيرلندية في عملية الاكتشاف. |
Kimin suçlanmaya çalıştığı, kimi kaçırdığı kadar önemli olmalı. | Open Subtitles | البحث في من قام بتوريطهم قد يكون بأهمية البحث في من خطفهم |
Bunu geçen hafta konuşmuştuk ve sana bugünün benim için ne kadar önemli olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | و قد أخبرتك بأهمية ذلك الأمر بالنسبة لي. |
Bazen sımsıkı tutunduğumuz şeyler, elimizden bıraktıklarımız kadar önemli olmayabiliyor. | Open Subtitles | ليست تقريباً بأهمية الامور التي نتخلص منها |
Teknolojiye güvenmemenin ne kadar önemli olduğunu bana hatırlattınız. | Open Subtitles | ذكرتني بأهمية عدم الإعتماد على التكنولوجيا. |
- Her neyse bunun kadar önemli olamaz. | Open Subtitles | أياً كان, أنه ليس بأهمية هذا الشيء مالذي يحدث؟ |
Patoloji vakasında ise bilgisayar, tanı yapılırken kanser etrafındaki hücrelerin kanser hücreleri kadar önemli olduğunu keşfetti. | TED | في حالة علم الأمراض نظام الكمبيوتر قد أكتشف بالفعل أن الخلايا حول السرطان هي بأهمية الخلايا السرطانية نفسها للتوصل للتشخيص |
Jüriye, sizinkilerin tornavida gibi önemli bir kanıtı kaybettiğini söylediğimde sorgu yargıcının bulguları ne kadar önemli olur sizce? | Open Subtitles | وبعد هذا سوف أقوم باخبار اي لجنة محلفين كيف تمكنتم من فقدان دليل مهم بأهمية المفك حقا كم يزن هل ستتمكن نتائج الطبيب الشرعي من ايجاده؟ |
Genelkurmay, biyolojik silahların değerinin farkına henüz vardı ve savaştaki önemini kabul etti. | Open Subtitles | التنظيم تعترف فقط بأهمية الأسلحة البيولوجية في الحرب |
Muhammed'in vefatının ardından, Müslüman tarihçiler kasıtlı olarak Mekke'nin önemini abartmışlardır. | Open Subtitles | المؤرخين المسلمين تعمدوا فى المبالغه بأهمية مكة |
O dersin önemini biliyorum. | Open Subtitles | على قدر معرفتي بأهمية هذه المحاضرات بالنسبة لك |
Maalesef ancak böyle bir trajedi, tedbirli ve ayık olup asla alkollü araba kullanmamanın önemini bize hatırlatıyor. | Open Subtitles | يتطلب الأمر مأساة كهذه مع الأسف، كي تذكرنا بأهمية .. الحفاظ على السلامة وعدم الثمالة |
Bu ikisi bir müzik şehri için iki kritik unsurdur, şehrin liderlerinin, kişisel gelişimimiz, toplum olarak bağlantımız ve canlı bir yer olarak yaşanabilirlik için müziğin önemini anladığı şehirlerde. | TED | وهذان هما العنصران الحاسمان لمدينة الموسيقى، وهي مدينة يعترف قادتها بأهمية الموسيقى لتطورنا بصفتنا أفرادًا، وتواصلنا بصفتنا مجتمعًا، وقدرتنا على العيش في مكان نابض بالحياة. |
Ayrıca size Godwin, Poe ve Verne'den bahsetmek istedim. Bence onların hikayesi, birbirimize gelecek hakkında anlattığımız hikayelerin önemini açıklıyor. | TED | أردت أيضًا إخباركم عن غودوين، وبو، وفيرن لأنني أعتقد أن قصصهم تخبرنا أيضًا بأهمية القصص التي نقولها لبعضنا البعض عن المستقبل بشكل عام. |
Öyleyse şuna ne dersin? Müziğin önemine vurgu yaparız ondan sonra da ben konu hakkında bir hikâye falan anlatırım. | Open Subtitles | أعتقد أنه علي البدء بإخبارهم بأهمية الموسيقى |
Hayatında kimin önemli olduğunu anlıyorsun. | Open Subtitles | هذا يجعلك نوعاً ما تشعرين بأهمية البعض في حياتك |