ويكيبيديا

    "بإتهام" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • suçlama
        
    • suçlayarak
        
    • suçlar
        
    • suçlamış
        
    • suçlamıştı
        
    • haksız suçlamalar
        
    Çocuklarım, suçlama yaptığınızda delillere sahip olduğunuzdan emin olmalısınız. Open Subtitles يا أبنائى عندما تقوموا بإتهام فمن المؤكد أن لديكم حقائق
    suçlama yapmayı istemeyen biri. Open Subtitles حسناً، إنّها مُتردّدة للقيام بإتهام عام.
    Birbirimizi suçlayarak vakit kaybedeceğimize malımızı geri almaya dikkatimizi vermeliyiz. Open Subtitles أعتقد بدل مضيعة الوقت بإتهام بعضنا علينا التركيز على إعادة الشحنة
    Majestelerine davetsiz ve kışkırtılmadan saldırdın ve şimdi de gelmiş masumları suçlayarak yalanlarını örtmeyi mi planlıyorsun? Open Subtitles إعتديتَ على صاحبة الجلالة دون دعوة أو تحريض, والآن, تنوي إخفاء أكاذيبك بإتهام الأبرياء؟
    En ufak olayda, polis en yakındaki Kübalıyı suçlar. Open Subtitles أي حادثة , تقوم الشرطة بإتهام أقرب رجل كوبي
    Sık sık doktorları, etrafındakileri, ve diğer hastaları yapmadıkları şeylerle suçlamış. Open Subtitles كثيراً ما قام بإتهام الأطباء و الموظفون والمرضى الأخرون بعمل أشياء لم يفعلوها
    Alfred'i, çalmakla suçlamıştı. Open Subtitles وقام بإتهام (ألفريد) بسرقته
    Benim görüşüme göre kardeşine haksız suçlamalar yönelttin. Open Subtitles فى سجل حكمي فأنت قد قمت بإتهام أخيك كذبا
    Bunun yerine "suçlama dışı cürüm" ifadesini kullandılar. Open Subtitles حسنا، إذا كان هناك شيء ما يمثل جريمة، ألا تقوم بإتهام شخص ما بها؟
    Bilgi sahibi olmadan başka suçlama yapmadım. Open Subtitles لم أرغب بإتهام أحد بلا حقائق
    - Kızımı ilaç çalmakla suçlayarak ne elde etmeye çalışıyorsun? Open Subtitles آمل ذلك - ماذا تفعلين - بإتهام إبنتي بسرقة الأدوية ؟
    Elijah Muhammed'i siyah ırkçılığını savunmakla suçlayarak kendilerini unutturmaya çalışıyorlar. Open Subtitles بإتهام الموقر "إليجا محمد" على ... أنه جزء من المؤامرة السوداء
    En ufak olayda, polis en yakındaki Kübalıyı suçlar. Open Subtitles أي حادثة , تقوم الشرطة بإتهام أقرب رجل كوبي
    Aster Şirketler Grubu'nun cinayete teşebbüs, adam kaçırma, haksız yere tutuklama ve en az bir çocuk için sahte ölüm düzenleme gibi suçlar işlediğine dair bir haber üzerinde çalışıyorum. Open Subtitles أنا أعمل على قصة بإتهام (آستر كوربس) بممارسة نشاطات إجرامية بدءاً من محاولة اغتيال، خطف، وحبس خاطئ وتلفيق وفاة طفل واحد على الأقل
    Ve sonuncusundan sonra Nicole Francuzzi'yi saldırıyla suçlamış. Open Subtitles لقد تقدم بإتهام (نيكول فرانكوزي) بتهمة الإعتداء
    Alfred'i, çalmakla suçlamıştı. Open Subtitles وقام بإتهام (ألفريد) بسرقته
    Benim görüşüme göre, kardeşine haksız suçlamalar yönelttin. Open Subtitles فى سجل حكمي فأنت قد قمت بإتهام أخيك كذبا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد