Bana doğruyu söylemek onun için de çok zordu sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أن ذلك كان صعباَ عليه أيضاَ بإخباري عن الحقيقة |
Ama endişelenmeyin, konuşmamı, cinsiyetçi ve ırkçı makinelerin yönettiği bir dünyaya doğru ilerlediğimizi söyleyerek bitirmeyeceğim. | TED | لكن، لا داعي للقلق. لن ينتهي هذا بإخباري إياكم أننا متجهون نحو عالم تحكمه آلات عنصرية. |
Her şey nasıl bu kadar hızlı gelişti söyler misiniz? | Open Subtitles | رفاق، هلا لي بإخباري كيف مرّ كل شيء بهذه السرعة؟ |
Bana üstlerim bunu söyleyip duruyorlar. | Open Subtitles | ذلك ما يستمرّون بإخباري به في المقر افهمهم |
Beni heyecanlandırmak için saçma bir tecavüz hikayesi anlatarak başladı. | Open Subtitles | بدأت بإخباري بعض القصص السخيفة عن الإغتصاب لإثارتي |
Öyleyse muhtemelen bana bu mucizevi ilacın yapımında kullanılanları söylemeye çekinmezsin. | Open Subtitles | حسناً ، إذاً ربما لن تمانع بإخباري مكونات هذا الدواء المعجزة |
Sonra anlatmaya başladı. Fareler de insanlar gibi yavrularını farklı şekillerde yalıyorlardı. | TED | ثم بدأ بإخباري بأن الجرذان، كما البشر، تلعق صغارها بطرقٍ مختلفةٍ للغاية. |
Bana gerçeği söyle, iyi görünüşünü sana hayran olan bağışçılarına mı borçlusun? | Open Subtitles | قم بإخباري الحقيقة هل تقوم باستخدام وسامتك من أجل جلب المتبرعين الرائعين؟ |
Son 14 senedir neredeydin bunu anlatmak ister misin? | Open Subtitles | لماذا لا تبدأ بإخباري أين كنت في الـ 14 سنة الماضية ؟ |
Ama bunu yapabilmemin tek yolu, bana nerede olduğunu söylemen. | Open Subtitles | ولكن السبيل الوحيدة لتمكّني من القيام بذلك هي بإخباري بمكانه |
Bayan, çiçeklerin suya ihtiyacı var. Lavabonun nerede olduğunu söyleyebilir misiniz? | Open Subtitles | سيدتي إن الأزهار بحاجة لبعض الماء هل تتكرمين بإخباري بمكان وجود دورة المياه |
Ama çok az bir kısmı, kendilerini bana neyi mahvettiğimi söylemek zorunda hissediyorlar. | Open Subtitles | القليل منهم فقط يهتمون بإخباري بما أخرّب |
Bu toplantının amacını bana da söylemek ister misiniz, çocuklar? | Open Subtitles | هل ترغبون بإخباري عن سبب هذا الإجتماع، يا رفاق؟ |
İlgileniyorum çünkü bizi nasıl kurtarabileceğimi bana söylemek üzereydi. | Open Subtitles | أنا مهتمّ به لأنّه كان يهمّ بإخباري كيف يمكنني إنقاذنا |
Bütün o testler zaten negatif çıktı yoksa açıklamana harika teşhisini söyleyerek başlardın. | Open Subtitles | وكلّ هذه الفحوصات أتت سلبيّة وإلا لبدأتم بإخباري أولاً بتشخيصكم العبقريّ |
Bir karısı ve çocuğu olduğunu söyleyerek bağırdı. | Open Subtitles | بدأ بإخباري أنه لديه بالفعل زوجه و طفل و أطلق عليّ كل الألفاظ السيئة. |
Lütfen söyler misin bana, burada ne olup bitiyor? | Open Subtitles | هل تمانع بإخباري بحق الجحيم مالذي يدور هنا ؟ |
Doktorum, karımla birlikte kilo aldığımı söyleyip durdu. | Open Subtitles | طبيبي أستمر بإخباري أنني أسمن بسبب زوجتي |
Tecritten nasıl çıkmayı başardığını anlatarak başlayabilirsin. | Open Subtitles | يُمكنكَ البَدء بإخباري ما الذي تَفعلُهُ خارِج الانفرادي |
Sence bu söylemeye değer değil mi? | Open Subtitles | الا تعتقدين ان هذا سيجني شيئاً بإخباري للشرطه |
Test ettikleri şeyleri ve buldukları ilginç sonuçları anlatmaya başladı. | TED | وبدأ بإخباري ببعض الأمور التي اختبروها والنتائج المهمة التي وجدوها. |
Bana seni kimin tuttuğunu söyle, ben de Savcılığa hakkında iyi şeyler söyleyeyim. | Open Subtitles | الآن ، لما لاتقوم بإخباري بمن إستئجرك ؟ سوف أمنحك توصيةً عند المُدعي العام |
Gelecek sefer beni gördüğünde, ben "merhaba" deyince bu güzel hissi anımsayacaksın ve bana gerçeği anlatmak isteyeceksin. | Open Subtitles | بالمرّة المقبلة التي ترينني فيها حين ألقي عليكِ التحيّة فستتذكرين ذلك الشعور الرائع و سترغبين بإخباري بالحقيقة |
Ama bunu yapabilmemin tek yolu, bana nerede olduğunu söylemen. | Open Subtitles | ولكن السبيل الوحيدة لتمكّني من القيام بذلك هي بإخباري بمكانه |
Birçok yere birçok telefon açarım ve sonunda biri çıkıp bana duymamı istemeyeceğiniz bir şeyler söyleyebilir. | Open Subtitles | سنجري العديد من الاتصالات لكثير من الأشخاص و سيقوم شخص ما بإخباري شيئاً لا ترغب أن أسمعه |
Sana güvenmiştik ve sakın bunu sanat için yaptığını söyleme bana | Open Subtitles | تعديت خط حد للثقة ولا تجرؤ بإخباري أن هذا لأجل عيون الفن |
Bana söylemeyi düşünmediğin planın yani. | Open Subtitles | تعني خطتك التي لم تفكر بإخباري بها |
Bunu, nasıl yaptığını kaç tane yaptığını ve kimlere sattığını söyleyeceksin. | Open Subtitles | ستقوم بإخباري عن كيف صنعت هذه؟ وكم صنعت منها؟ ولمن بعتها؟ |
Ne kadar sorarsam sorayım, adamın adını söylemedi. | Open Subtitles | لم ترغب بإخباري باسم الرجل، بغض النظر عن عدد مرات سؤالي لها. |