Tecrübelerime göre, senatörler sadece kampanyalarına sermaye sağlayacakları memnun etmeyi odaklanır ve o sermayeleri elde edebilmek için demokrasinin inceliklerini yok saymaktan hiç çekinmezler. | Open Subtitles | حسب خبرتي لا يهتم أي سيناتور إلا بإرضاء الذين يمولون حملاته وهم لا يخشون تناسي حسنات الديموقرطية |
Eğer Kralı memnun edemezsem beni öldürür mü? | Open Subtitles | إذا لم أقم بإرضاء الملك فهل سيقتلني؟ |
Erkekler eşlerini kendilerinden memnun kalmaya zorluyorlar. | Open Subtitles | الرجل ملزم بإرضاء زوجته. |
Kurul bu sefer egomu tatmin etmek için... bana izin vermek zorunda. | Open Subtitles | يجب على المجلس ان يسمح لى هذه المرة بإرضاء هوى نفسى |
Kendinizi tatmin etmek için geldiyseniz gidin lütfen. | Open Subtitles | لا تأتي إلى هُنا ثانيةً، إن لَم ترغب سوى بإرضاء نفسك. |
İşimiz yeni bitti. Bir müşteri daha tatmin oldu. | Open Subtitles | لقد قمنا بإرضاء زبون آخر |
Bayan Fairfax'i memnun etmekle ilgilenmiyorum. | Open Subtitles | أنا لست مهتماً بإرضاء السيدة "فيرفاكس". |
Herkesi memnun edemeyiz. | Open Subtitles | لن نقوم بإرضاء الجميع. |
Daxam'da, bir kadın erkeği memnun etmek istediğinde... | Open Subtitles | ...على "داكسيم" عندما ترغب امرأة بإرضاء رجل |
Hera'yı başka bir şekilde tatmin edemezsin. | Open Subtitles | ليس هناك طريق آخر لتقوم (بإرضاء (هيرا هيرا)... |
Bu, Madam Bahar'ı tatmin edecektir. | Open Subtitles | ذلك كفيل بإرضاء السيّدة (بلوسوم). |
Alistair egosunun tatmin edilmesini hiç önemsemedi. | Open Subtitles | (أليستر) لا يعبأ بإرضاء غروره. |