Ve sürekli olarak, ne zaman hikayeyi görürlerse ekrana yapışıyorlar. | TED | و بإستمرار , الناس متسمرون حول شاشاتهم كلما شاهدوا القصة |
Şey adım Roberta ve porno bağımlısıyım ve sürekli mastürbasyon yaparım. | Open Subtitles | حسنا اسمى روبيرتا و أنا مدمنة جنس وأمارس العادة السرية بإستمرار |
Dışarıdan gözetime dayalı olması için sürekli algoritmik bir şekilde değişiyor. | Open Subtitles | انه يغذي بإستمرار نظام حسابي متغير الى قاعدة مراقبة خارج المبنى |
Ne yapacağını, ne düşüneceğini, ne hissedeceğini söylerler hep. | Open Subtitles | ، يخبرونك بإستمرار بما تفعله و بما تعتقده و بما تشعر به |
Gaz sütunu, Devamlı olarak Dünya'nın çekirdeğinden yükselen sıcaklıkla besleniyor. | Open Subtitles | تمدّد الريش بفعل الحرارة المرتفعة بإستمرار من لُب الأرض الساخن. |
Büyük ve pahalı bir eve taşındılar ve orada durmadan seviştiler! | Open Subtitles | . إنتقلوا إلى منزل كبير ومكلف . حيث يمارسان الحب بإستمرار |
Ve kendine sürekli niye senin yerine Hope'un kaçırıldığını soruyorsun. | Open Subtitles | و انك تسألين نفسك بإستمرار لم أخذ هوب عوضا عنك؟ |
Pencerelerim açık uyuyorum, ve bu şey sürekli işememe neden oluyor. | Open Subtitles | لقد ذهبت للنوم وتركت النافذه مفتوحه وهذا جعلنى أذهب للتبول بإستمرار |
Sarışın iş arkadaşının kocasının sürekli olarak asılmasına karşı koyan fakat kaba bahçıvanın ona dokunmasına karşı koyamayan seksi hizmetçi hakkında. | Open Subtitles | إنه عن خادمة مثيرة والتي تقاوم بإستمرار حركات التقدم لزوجها الأشقر وزميلها في العمل والذي لا يستطيع منع يده الصلبة عنها |
Pekâlâ, Gwen annenin burada olduğunu öğrendiğinden bu yana sürekli seni sorup duruyor. | Open Subtitles | حسنا ، جوين هان تسأل عنك بإستمرار منذ أن علمت ان والدتك هنا |
Ne yapsak da ne kadar düzeltmeye çalışsak da geçmiş sürekli değişiyor. | Open Subtitles | الآن، كل ما نقوم به برغم محاولتنا لإصلاح الأمور التاريخ يتغير بإستمرار |
Hızdan bahsetmedi. Gözümüz sürekli hareket halindedir, gözlere, burunlara, dirseklere, çevremizdeki ilginç şeylere bakar. | TED | لم يذكر السرعة . عينك بإستمرار في حركة تتحرك , تنظر إلى العيون , الأنف, المرفقين تنظر إلى الأشياء المهمة في ا لعالم |
sürekli geri dönüş alıyorsunuz. Günlük güncelleme seanslarınız var. | TED | هناك ملاحظات بإستمرار. هناك دورات تحديث يومية. |
Dış katman olduğundan sürekli dökülür ve yenilenir onarımı da oldukça kolaydır. | TED | لأن طبقتها الخارجية تتجدد بإستمرار فإن عملية إصلاحها تصبح سهلة |
O sürekli oradadır. Ve sadece bir örnek, bu bana yakın zamanda gelen birşey. | TED | غموض اخلاقي. انه موجود بإستمرار .وكمثال فقط انه جائني مؤخراً. |
Sitenin olayı şu, sürekli kınama zorunluluğu saçma olduğu ortadayken, kınamaya devam edilmesi. | TED | هدف الموقع الإلكتروني هو شجب الإرهاب والإعتراف بأن ذلك أمرٌ مثير للسخرية أنه علينا بإستمرار شجب الإرهاب. |
hep hayır diyorsun. | Open Subtitles | غادر هذا المكان و تعال الى هافانا و أنت تقول بإستمرار : |
Buranın, Yeryüzü'ndeki diğer volkanlardan çok daha uzun süre ve Devamlı olarak püsküren volkan olduğu düşünülüyor. | Open Subtitles | يُظنُّ أن هذا البركان يلفظ الحِمم بإستمرار لمدة أطول من أي بركانٍ آخر على الأرض، |
Birazdan durmadan yanıp sönen bir sinyal lambasıyla arabada olacaksın. | Open Subtitles | ستقود السيارة قريباً و سترى غمامة تحجب عنك النظر بإستمرار |
Günden güne sık sık düşündüğüm şeyler var. | TED | وهذه الاشياء التي افكر فيها بإستمرار من يوم لاخر |
aslen ,teknoloji ilerledikçe insan gücüne olan ihtiyaç giderek azalmaya devam edecek. | Open Subtitles | حتىالتشغيلالآليالكامللمصانعالسيارات، والحقيقة هي، كلما نمت النكنولوجيا تضاءلت بإستمرار الحاجة للقوة العاملةِ البشرية. |
düzenli olarak tırnaklarını yiyor ve ellerini ovuyor yani bir şeyler saklıyor. | Open Subtitles | إنه ينزع جلده و يفرك يديه بإستمرار مما يعني أنه يخفي شيئا |
Koç arayıp duruyor, bu yüzden düşündüm de onu defedip, yarın bi' bakarım. | Open Subtitles | مساعد المدرّب يتصل بإستمرار. لذا قررت بأن أذهب إليهم غداً واتحقق من الأمر. |
Size bir süre önce vermek istiyordum ama unutup duruyorum. | Open Subtitles | كنت أريد أن أعطيكه لكن كنت أنسى بإستمرار |
Rüzgarın amansız kuvveti çöl yüzeyinin durmaksızın değişmesini sağlar. | Open Subtitles | القوة القاسية للرياح تضمن إن وجه الصحراء يتغير بإستمرار. |