Bir grup insanın ısrarla ona bir şeyi yapmamasını söylemesinden. Beni takip edin. | Open Subtitles | مجموعة من أناس يخبرونه بإصرار ألا يقوم بأمر ما ، اتبعوا خطاي |
İnsan aklı, manaya karşı bir ısrarla canlanmıştır ve bu arayışta tezat ile safsatadan başka bir şey bulamaz. | Open Subtitles | العقل البشري يُثار بإصرار المعنى يسعى ولا يجد شيئاً سوى التناقض والهراء |
İnsan aklı, manaya karşı bir ısrarla canlanmıştır ve bu arayışta tezat ile safsatadan başka bir şey bulamaz. | Open Subtitles | العقل البشري يُثار بإصرار المعنى يسعى ولا يجد شيئاً سوى التناقض والهراء |
Çünkü o bu bilgiyi, ...bitmeyen bir inatla ve acımasızca aramaktadır. | Open Subtitles | الغول " مولجاراث " يبحث عن تلك المعلومات بإصرار قوي |
Altı yıldır, inatla, bıkmadan usanmadan, medyadan gelen sorular ne olursa olsun, --daha da iyiye gittim-- ve deliller ne kadar aksini işaret etse de bu düzene iyimserlik aşıladım. | TED | و لست سنوات، كنت أحقن النظام بالتفاؤل بإصرار و بلا هوادة، مهما كانت الأسئلة من الصحافة -- و أصبحت أحسن أمام هؤلاء -- و مهما كانت الدلائل عكس ذلك. |
Bana ısrarla baktı. | Open Subtitles | وكانت تنظر لي بإصرار |
[Kapı zili ısrarla çalar] | Open Subtitles | [رنين جرس الباب بإصرار] |
Hayır, hayır aslında inatla karşı çıkıyordum... uh, sırıkla yüksek atlama kariyerine, bu ne kadar da çok kadınların istediği bir şey olsa da. | Open Subtitles | -كلا، كنت دومًا .. بإصرار ضد الحصول على... وظيفة قافزة زانة.. |