Öyleyse üzgünüm ama vaktimi boşa harcamaya niyetim yok. | Open Subtitles | أنا آسفة بشأن هذا لكنني لا أرغب حقاً بإضاعة الوقت هنا |
Ağzına sıkmalıyım, çünkü zamanımı boşa harcıyorsun. | Open Subtitles | علي فصل دماغك عن رأسك فقط لأنك تقوم بإضاعة وقتي |
Birkeç saatini boşa harcamayı çok isterim. | Open Subtitles | لكنني سأرغب بإضاعة وقتكِ لعدة ساعات |
Tahmin edebiliyorum. Zamanınızı boşa harcamayacağım. | Open Subtitles | أعتقدُ ذلك، لذلك أقوم بإضاعة وقتكَ. |
Zamanını boşa harcamak istemiyorum. Ona sahip olduğumuz için şanlıyız. | Open Subtitles | ،لم أكن أرغب بإضاعة وقتك، ولمعلوماتك |
Sadece cephaneyi boşa harcıyorsunuz o kadar. | Open Subtitles | أنتم فقط تقومون بإضاعة الذخيرة. |
Kıymetli zamanınızı boşa harcadığınızı düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنك تقوم بإضاعة وقتك الثمين |
Zamanımı boşa harcatma. | Open Subtitles | لا تقم بإضاعة وقتي |
Zamanımı boşa harcatma. | Open Subtitles | لا تقم بإضاعة وقتي |
Geri dönersek, 2 günümüz boşa gider. | Open Subtitles | إذا عدنا، سنقوم بإضاعة يومين |
* Şimdi değerli zamanımı boşa harcama * | Open Subtitles | * الآن لا تقم بإضاعة * * وقتي الثمين * |
- Çünkü vaktimi bu konuşmalarla boşa harcamak istemedim. | Open Subtitles | لأنني لم أرغب بإضاعة وقتي |
Bu işi raydan çıkarmana izin vermeyeceğim. Bir saniyemi daha boşa harcamana izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لن اسمح لك بإضاعة ثانية اخرى |
Zamanını boşa harcıyorsun. | Open Subtitles | أنت تقوم بإضاعة وقتك |
Zamanınızı boşa harcayarak yanlış yaptınız. | Open Subtitles | لقد ارتكبت خطئًا بإضاعة وقتك |