ويكيبيديا

    "بائسة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • sefil
        
    • perişan
        
    • berbat
        
    • mutsuz
        
    • zavallı
        
    • çaresiz
        
    • acınası
        
    • kötü
        
    • umutsuz
        
    • üzgün
        
    • boktan
        
    • çekilmez
        
    • zindan
        
    • mutsuzum
        
    • acınacak
        
    O kadar sefil durumdaydım ki daha fazla dua etmeyi düşünüyordum. Open Subtitles لقد كنت بائسة جداً حتى أنني فكرت في المزيد من الصلوات
    On yıl önce, bu kadını Pittsburgh'deki son derece güzel... orta sınıf hayatından kaçırdım ve o günden beri de sefil ediyorum. Open Subtitles منذ عشر سنوات ، قمت باختطاف هذه السيدة من حياة متوسطة جميلة فى بيتسبرج ، و جعلت حياتها بائسة منذ ذلك الوقت
    perişan halde ve diğer hastalarım gibi onunla da konuşuyorum. Open Subtitles إنها بائسة و أتحدث معها بنفس طريقة تحدثي لكل المرضى
    Fazla değer biçilmiş stok, kullanışsız bir ürün ve hatta berbat bir ilişkiyi görmezden gelmenize yardımcı olabilir. TED بل قد يساعد على تجنب، المغالاة في الأسهم المنتج الغير فعال، أو حتى لعلاقة بائسة.
    Sen sefil, içi geçmiş, herkesi kendin gibi mutsuz etmeye çalışan birisin! Open Subtitles أنتي بائسة .. وجافة .. ومنعزلة وتحاولين أن تشعري الآخرين بسوء مثلك
    Ne kadar iş alırsam alayım, ne kadar para kazanırsam kazanayım içimde, hala zavallı bir pislik yığınından ibarettim! Open Subtitles ومهما كانت الاتفاقات التي عقدتها أو الأرباح التي حققتها، بداخلي، كنت لا أزال كتلة وحل سوداء، بائسة.
    Ya da çaresiz bir şekilde neye bulaştıklarını bilmeden ruhlarını kaybetmelerini umursamıyorum. Open Subtitles أو روح ضائعة بائسة ، ليس لديها فكره عما يقحم نفسه فيه
    Bu kadar acınası çılgın bi şirret olmayı kes ! Open Subtitles تتوقف عن أن تكون مثل هذه بائسة , الكلبة مجنون!
    Bazen onun kanalı bize kötü durumda, saklanması gereken çocuklar getirirdi. Open Subtitles أحياناً مصدره كان يحضر له أطفال في حالة بائسة. أطفال لإخفائهم.
    Yani House'a kablolu yayın vermezsem hayatımı sefil hale getireceksiniz. Open Subtitles إذاً، إن لم أمنح هاوس اشتراكاً فضائياً فستجعلون حياتي بائسة
    İflâs edersem insanların gözleri önünde sefil bir hayat süremem. Open Subtitles لكني لا أستطيع أن أعيش حياة بائسة بينما الناس تراقبني.
    perişan bir kadını ne kimse arzu eder ne de onunla gurur duyar. Open Subtitles لا يستطيع المرء أن يتطلع أو يفخر بزوجة بائسة
    Hayır, bence sen benim boku yemiş olduğumu düşünüyorsun perişan ve felaket olacağımı. Open Subtitles لا، أظنّكَ أنّكَ تفكّر أنني محطمة أنني سأكون بائسة وكارثية
    "Hayatım berbat, çünkü bir tiranın yönetimi altındayım, Kral George olarak da bilinir. TED حياتي بائسة لأنني أعيش في ظل طاغية، أيضاً معروف بالملك جورج.
    Yaklaşık yüzde 25i İkinci Aşama'dadır, ve esas olarak "Hayat berbat" derler. TED حوالي 25 في المائة في المرحلة الثانية، قائلين، في الواقع، "حياتي بائسة."
    Ya mutsuz biri olmaya devam edebilirsin, ya da herkese kızgın olmayı bırakır ve her şeyi olduğu gibi kabullenebilirsin. Open Subtitles يمكنكي أن تستمري في كونك بائسة فقط يمكنكي أن تتوقفي عن الغضب من الجميع وتتقبلي الأمور على ما هي عليه
    Şimdi gerçekten hayatımdaki hatıraların eziyeti ile yalnız ve toplum dışına itilmiş zavallı biri oldum. Open Subtitles الآن ، أنا بالفعل لوحدي بائسة منبوذة من مأدبة الحياة تعذبني الذكريات
    Durum şöyle Richie. İnsanlar çaresiz kaldıklarında yanlış kararlar verirler. Open Subtitles إذاً, إليكَ الأمر, الناس يقومون بقرارات بائسة عندما يشعرون باليأس
    Ama şu anda orada bulunmazsan bundan sonraki acınası hayatın boyunca pişmanlık duyacaksın. Open Subtitles لكن إن كنتِ غائبة بهذه اللحظة فستندمين على ذلك لبقيّة ما سوف تكون حياة بائسة
    Bulunduğu yer çok kötü durumdaydı, bu yüzden 80 odalı bir otel için sadece 100.000 dolar ödedik. TED كانت المنطقة بائسة , لذا فقد حصلنا على فندقٍ ب80 غرفة لقاء 100,000 دولار.
    Umarım bu, onu geri kazanmak için gösterdiğin umutsuz bir çaba değildir. Open Subtitles اتمنى فقط الا يكون ذلك محاولة بائسة لابقائه فى حياتك
    Dün gece çok üzgün görünüyordun, daha da kötüleştirmek istemedim. Open Subtitles بدوتِ بائسة جداً ليلة أمس وأنا لم أرد جعله أسوء
    Biliyorum ama sadece Barry ile evlenmediğim için hayatımın boktan olduğunu düşünmesini istemiyorum... Open Subtitles أنا أعلم ،و لا أريدها أن تظن هذا بي لأنني لم أتزوج باري و حياتي أصبحت بائسة
    Sizin gibiler için fark etmeyebilir fakat fakirler için hayat çekilmez olur. Open Subtitles هي قد لا تكون قضية كبرى للناس أمثالك لكن الحياة قد تصبح بائسة للفقير؟
    Ona sürtük ve fahişe dediler ve hayatını zindan ettiler. TED ودعوها بالفاجرة والعاهرة وجعلوا حياتها بائسة.
    Sensiz geçen her dakika çok mutsuzum. Open Subtitles أنا كنت بائسة جداً كل دقيقة بدونك
    Çok gençtim, evli değildim, çocuğum yoktu Afrikayı pek bilmiyordum, ve Fransızcam acınacak haldeydi TED كنت يافعة جداً، ولست متزوجة، وليس لدي أطفال، لم أكن أعرف أفريقيا وبجانب ذلك، كانت لغتي الفرنسية بائسة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد