Bu durumda senin arka bahçen olmuyor. | Open Subtitles | بالمناسبة ليست في باحتك الخلفية |
Okyanus zaten ön bahçen. | Open Subtitles | المحيط باحتك الأماميّة بالفعل |
Yarın, ya Boston Garden'da on bin kızgın insan olur ya da tam da on bin tane kızgın insan senin bahçende toplanır. | Open Subtitles | ومساء الغد، إما أن يكون لديك 10 ألاف رجل غاضب في حديقة (بوسطن) أو يكونون لديك في باحتك الأمامية. |
Kendi arka bahçende St. Petersburg'u tatmak. | Open Subtitles | طعم (ساينت بيترسبورغ) في باحتك الخلفية. |
Ama arka bahçenizden envai tür şey de çıkabiliyor. | Open Subtitles | لكن ذلك يعني أن جميع الأشياء ينتهي بها المطاف في باحتك الخلفية |
Kadınlar 10 yıl önce öldürülmüş ama arka bahçenizden çıkardığımız adam 35 yıl önce öldürülmüş. | Open Subtitles | النساء قتلن قبل 10 سنوات لكن الرجل الذي إستخرجناه من باحتك الخلفية قُتل قبل 35 عام |
Senin mahallenden geçiyordum ve fark ettim ki bahçenin biçilmesi gerekiyor. | Open Subtitles | لقد كنت أمر بحيّك هنا... ولاحظت أن باحتك تحتاج لبعض التقليم. |
Lyle'ın kız arkadaşını öldürdünüz ve arka bahçenize onu gömdünüz. | Open Subtitles | لقد قتلت حبيبة لايل و دفنتها في باحتك الخلفية |
Burası senin bahçen değil! | Open Subtitles | هذه ليست باحتك |
Arka bahçenizden çıkardık onu. | Open Subtitles | لقد اخرجناها من باحتك |
Vizyonun arka bahçenin ötesine geçemedi. | Open Subtitles | رؤيتك لم تتعد باحتك الخلفية |
Yalnislikla sabah gazetesini bahçenize atti.. | Open Subtitles | بالخطأ رمى صحيفة جارك إلى باحتك الخلفية |
bahçenize geri dönün. | Open Subtitles | عد الى باحتك |