Trapez Americano, Onu da mı uydurdun? | Open Subtitles | الأرجوحة الطائرة الأمريكية , هل قمت باختلاق هذا أيضا ؟ |
Tahminde bulunmam gerekirse şöyle diyorum: İşten kaçıp Ted'e gitmek için saçma bir bahane uydurdun. | Open Subtitles | لو اضطررت أن أخمن، سأقول أنك قمت باختلاق عذر واهي |
Seni partide düşündüm, ...insanların sana benim nerde olduğumu sorduğunu, ve senin bahaneler uydurduğunu. | Open Subtitles | ظللت افكر بك في الحفلة والناس يسألونك اين انا وانت تقومين باختلاق الاعذار |
Seni partide düşündüm, ...insanların sana benim nerde olduğumu sorduğunu, ve senin bahaneler uydurduğunu. | Open Subtitles | ظللت افكر بك في الحفلة والناس يسألونك اين انا وانت تقومين باختلاق الاعذار |
Sağda solda, sanki savaş kaybedilmemiş gibi davranmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | فقط استمرينا هناك باختلاق ذلك |
Sağda solda, sanki savaş kaybedilmemiş gibi davranmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | فقط استمرينا هناك باختلاق ذلك |
Peşimde biri olduğunu uydurdum ve Fince konuşmuyorum. | Open Subtitles | قمتُ باختلاق قصة المُلاحِق وأنا حتى لا أتحدث الفنلندية |
Biraz önce canlı yayınımızdakilerin açıklamalarını uydurdun mu? | Open Subtitles | هل قمتِ للتوّ بنفسك باختلاق تصاريح... لشخص، قمنا نحنُ باستضافته على الهواء.. |
"Özgün" sözcüğünü şimdi uydurdun değil mi? | Open Subtitles | -هل قمتَ لتوك باختلاق كلمة "مثالي"؟ |
ABD Savcılığı tüm hikayeyi uydurduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | المحام العام يظن أنه قام باختلاق القصة بأكملها |
Takip edildiğimi uydurdum ve Fince bilmem bile. | Open Subtitles | قمتُ باختلاق قصة المُلاحِق وأنا حتى لا أتحدث الفنلندية |
Nerede olduğunu bilmiyordu, ben de bir şey uydurdum. | Open Subtitles | لم تكن تعلم أين أنت لذلك قمت باختلاق القصة |