Carlotta'nın saçının biçiminde koyu renk peruk takmış, gözlüklü ve siyah giysili | Open Subtitles | بمساعدة باروكة سوداء تشبه شعر شارلوتا ادامز, وفى فستان اسود ونظارات سوداء, |
Herkes onun bir peruk takarsa aynen bana benzeyeceğini söyler. | Open Subtitles | الجميع يقول بأنك إذا وضعت باروكة عليه، سيبدو مثلي تماماً |
Uzun siyah bir peruk takmış ve rimelleri akmış bir transseksüelin yanında oturuyordu. | TED | جالسا الى جوار متخنث يلبس باروكة سوداء طويلة والمسكرة تسيل على خديه |
Ananın, harika bir peruğu varmış. | Open Subtitles | لدى والدتك باروكة جلدية مع اطراف رمادية محروقة |
Saçımın beynimden geçeni bildiğine inansaydım - onu kazıtır, peruk takardım. | Open Subtitles | إذا ظننت أن شعرى عرف فيما كان عقلى يفكر سأحلقه , وأرتدى باروكة |
Bayan Dulcie Lane'i beyaz peruk ve sakal-bıyıkla görebilmek için. | Open Subtitles | أن ترى الآنسة "دولسي لاين" ترتدي باروكة بيضاء و شارب |
Neden su kayağı yaparken lastik bantla peruk takmıyorsunuz? | Open Subtitles | لمَ لا تشتري باروكة برباط مطاطي للتزلّج على المياه؟ |
Bazıları güzel görünüyor. peruk olduğunu bile anlayamıyorsun. | Open Subtitles | بعضها يبدو جيداً لدرجة أنك لا تعرف أنها باروكة. |
peruk olduğunu biliyorum. Neden sanki bilmiyor muşum gibi davrandığımı bilemiyorum. | Open Subtitles | أعلم أنها باروكة لا أدري لم أتظاهر بالعكس |
- peruk takmak zorundaymışım gibi hissediyorum – Yakında takacaksın. | Open Subtitles | ـ أحس أنني يجب أن أرتدي باروكة ـ سوف تفعل هذا في غضون سنتين |
Varsayalım ki, senden kıvırcık, kırmızı renkli peruk takmanı, yoksa inmen gerektiğini söyledim. | Open Subtitles | بافتراض أنني إذا قلت ضع باروكة حمراء مجعدة |
Babam iki dolar almıştı bunun için. Zengin biri için peruk yapmışlardı. | Open Subtitles | جنى أبي دولارين من ورائه، صنع باروكة لأحد أغنياء رالي |
Babam iki dolar almıştı bunun için. Zengin biri için peruk yapmışlardı. | Open Subtitles | جنى أبي دولارين من ورائه، صنع باروكة لأحد أغنياء رالي |
Ateş eden peruk takıyordu. Karanlıktı. | Open Subtitles | القاتلة كانت ترتدي باروكة لقد كانت سوداء |
Ateş eden peruk takıyordu. Karanlıktı. | Open Subtitles | المُطلقة كان ترتدي باروكة لقد كانت سوداء |
Bu adamın peruk taktığını onaylayabilir misiniz? | Open Subtitles | أيمكنك القول أن هذا الرجل كان يرتدي باروكة للشعر؟ |
Ananın, harika bir peruğu varmış. | Open Subtitles | لدى والدتك باروكة جلدية مع اطراف رمادية محروقة |
Kostüm giyiyordu. peruklu ve makyajlıydı. | Open Subtitles | كانت ما زالت بالزي المسرحي كانت ترتدي باروكة وتضع مكياج |
Cesedinde, siyah peruktan dökülmüş sentetik saçlar ve kalçasında ısırık izleri bulduk. | Open Subtitles | وجدنا شعرات صناعية على جسمِه من باروكة سوداء وعضات على فخذه |
Daha sonra, Carlotta Jane Wilkinson'un peruğunu takarak otelden ayrılır. | Open Subtitles | وبواسطة باروكة جين, غادرت شارلوتا الفندق |
Aracın içinde ise biraz saç bulduk. Pahalı bir peruğa ait insan saçı. | Open Subtitles | داخل وجدنا شعرات الزوج، الإنسان، من باروكة غالية. |
Ama bir Peruğun varsa, ondan keyif almayı denemelisin. | Open Subtitles | لكن لو كان لديك باروكة عليك أن تتمتعي بميزاتها |
Gerçek saçtan yapılmış bir peruktu. | Open Subtitles | إنها باروكة مصنوعة من الشعر الحقيقي |
Evet, ofisteki herkes için peruğum var. | Open Subtitles | أجل لدي باروكة لكل شخص في المكتب |
İş peruğumu getir. | Open Subtitles | احضر لي باروكة العمل. |
Sadece söylüyorum, güzel bir perukla mükemmel bir Korkak Aslan* olabilirsin. | Open Subtitles | انا اقول فقط انها باروكة جيدة بعيدا عن كونها اسد جبان رائع |
Paramı vermezsen, bir makas alıp bütün peruklarını keseceğim! | Open Subtitles | إن لم تدفع لي سآخذ المقص لكل باروكة تمتلكها |