Şeytani cadı, Paris'in tüm yurttaşlarının ruhunu... ölümcül bir tehlikeye attı. | Open Subtitles | هذه الساحرة الشريرة وضعت كل روح في باريس في خطر مهلك |
Şeytani cadı, Paris'in tüm yurttaşlarının ruhunu... ölümcül bir tehlikeye attı. | Open Subtitles | هذه الساحرة الشريرة وضعت كل روح في باريس في خطر مهلك |
Böylece bu sistemi Kasım 1990 da Paris yakınlarındaki Versailles de düzenlenen bir ticaret fuarına götürdüm. | TED | لذلك حملت هذا النظام لمعرض تجارة في فرساي قرب باريس في أواخر نوفمبر 1990. |
Diğeri, Aralık ayında Paris'te düzenlenecek olan iklim değişikliği anlaşması zirvesi. | TED | ثم قمة في باريس في ديسمبر، ليقدم لنا اتفاق المناخ. |
Bu bir kütüphaneler ve üniversiteler şehriydi. O zamanların Londra'sından ve Paris'inden 20 kat büyüktü. | TED | فكانت مدينة المكتبات والجامعات وأكبر مساحة بعشرين مرة من مساحة لندن أو باريس في ذلك الوقت. |
Paris'in dışında Sol'da küçük bir yerleri var. | Open Subtitles | لديهم هذا المكان صغير خارج باريس في سول. |
Yılın bu zamanında Paris'te iki milyonu aşkın yabancı olur. | Open Subtitles | أكثر من مليونين أجنبي يتواجدون في باريس في هذا الوقت من السنة. |
Temmuzda Paris'e geldiğinden beri Londra'dan ayrılmamış. | Open Subtitles | منذ رحلتة إلى باريس في يوليو، كان مقره في لندن. |
- Paris'ten şöyle bir geçmişlerdir muhtemelen. | Open Subtitles | تَعْرفُ باريس، أيضاً عَبروا باريس في طريقهم |
Dale, tüm bu anıları, cuma sabahı Paris'te olabilmek için geride bıraktı. | Open Subtitles | ربما كانت كل تلك الذكريات هي ما جعلت ديل يغادر الى باريس في يوم الجمعة ذاك |
Bir New York editörü Frankfurt Kitap Fuarına giderken Paris'te konaklamıştı ve ona iyi vakit geçirtmek istiyordum. | Open Subtitles | صاحبة دار نشر في نيويورك كانت ستبيت ليلة في باريس في طريق العودة من معرض بفرانكفورت أردت لها أن تمضي وقتا ممتعا |
Paris'e en karanlık zamanında geldiniz, Yüzbaşı. | Open Subtitles | لقد اتيت الي باريس في احلك فتراتها ايها النقيب |
Paris'e en karanlık zamanında geldiniz, Yüzbaşı. | Open Subtitles | لقد اتيت الي باريس في احلك فتراتها ايها النقيب |
Foch Paris'in 45 mil kuzeydoğusundaki Compiégne'de demir yolunun sorunsuz kullanıldığı gözden uzak bir ormanda Almanlarla görüşmeyi seçti. | Open Subtitles | فوش" إختار مقابلة الألمان" في"كومبيان" 45 ميل شمال شرق باريس في غابة معزولة عبر خطّ سكة حديدية يجرى بإنتظام |
Sadece tatil. Paris'e hiç Ocak ayında gelmemiştim. | Open Subtitles | عطلة فقط لم يسبق لي أن كنت باريس في يناير |
-Conclin! O öldü. Paris'te vuruldu. | Open Subtitles | انه ميت، قتل في باريس في الليله التي غادرت بها |
Biz sabah Paris'e kapalı olarak görmek, çok, biraz daha uzun olabilir. | Open Subtitles | قد يطول هذا أيضاً ، بما أننا ذاهبين إلى "باريس" في الصباح |
Yazın Paris'teydi ve birlikte çok zaman geçirdik. | Open Subtitles | كان في باريس في الصيف وأمضينا الكثير من الوقت معاً |
6 saat 45 dakika sonra Paris Charles de Gaulle hava alanına ineceğiz. | Open Subtitles | سنصل إلى تشارلز ديغول باريس في غضون 6 ساعات و45 دقيقة. |
1920'lerin Paris'i gibi. | Open Subtitles | بالساحر فبالتأكيد نعم بالطبع انها باريس في العشرينيات |