- Benim, efendim. Ben Bluefield gazetesinden Basil Thorpe. | Open Subtitles | أنا يا سيدى أنا بازيل ثورب من جريدة بلوفيلد تليجراف |
Lord Henry'nina rkadaşlarından birisi de ressam Basil Hallward idi. | Open Subtitles | "كان الرسام " بازيل هولوورد "من ضمن أصدقاء لورد " هنري |
Piyanoyu kim çalıyor Basil? | Open Subtitles | من هذا الذي يعزف على البيانو يا " بازيل " ؟ |
Bakın, bu davayı ne Yargıç Bazile'nin ne de Virginia Eyaleti'ndeki başka bir mahkemenin çözebileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | اسمع.. لا أظن أن هذه القضية سيتم حلها في محكمة القاضي "بازيل"، ولا غالباً في أي محكمة من محاكم ولاية "فيرجينيا". |
Mahkeme kararının iptali için duruşmanın esas hakimi Caroline Bölgesi'ndeki Yargıç Bazile'ye önerge sundum ama sürekli önümü tıkıyor. | Open Subtitles | تقدمتُ بطلب استئناف على حكم القاضي "بازيل"، قاضي الأصول المدينة في مقاطعة "كارولاين". ولكن.. |
Bay Bazil, bu bir çakıl taşı değildi. | Open Subtitles | سيد (بازيل)، إنها لم تكن حصاة. |
Basil, modellerinin birileriyle konuşmasını sevdiğini söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلت يا " بازيل " أنك تحب أن يجالسك أحد لأنك بحاجة لمن تثرثر معه "إذن ، اجلس يا " هنري |
Tıpkı kızkardeşin gibi olacak, Basil. | Open Subtitles | سوف تكون جميلة مثلما كانت "أختك يا " بازيل |
Bu tablona uğursuzluk getirecek Basil. | Open Subtitles | سيضع ذلك خطوطاً قاسية "على عملك يا " بازيل |
Teşekkürler Basil. Nişanımız hala bir sır. | Open Subtitles | "أشكرك يا " بازيل إن خطبتنا لا تزال سراً |
Onu Basil'in tablosunu görmek üzere evime davet edeceğim. | Open Subtitles | كنت لأدعوها إلى بيتي "لرؤية لوحة " بازيل |
-sizin bu şekilde hitap ettiğiniz- hiç Basil Hallward tarafından yapılan portresini gösterdi mi? | Open Subtitles | بدعوتك لرؤية الصورة التي قد رسمها " بازيل هولوورد " له ؟ |
Basil Hallward'un yaptığı portreye ilişti gözü. | Open Subtitles | لقد وقعت عيناه على الصورة التي قد رسمها " بازيل هولوورد " له |
Basil tablosunu görmek istediğinde ne yapacaktı? | Open Subtitles | "ماذا إذا طلب " بازيل هولوورد رؤية لوحته ؟ |
Merhaba Basil. Beklettiğim için üzgünüm. | Open Subtitles | مرحباً يا " بازيل " ، أعتذر أن تركتك تنتظر ، هل تناولت إفطارك بعد ؟ |
Basil Hallward'u görünce hiç beklemediği bir korku hissetmeye başladı | Open Subtitles | لقد واتاه شعور غريب بالخوف لم يستطع وصفه حين "رأى " بازيل هولوورد |
Bu, Bazile'nin elini zorlayacak ve seni üç hakim heyetli federal mahkemeye götürecek. | Open Subtitles | وسيجبرون "بازيل" على فتح القضية والمثول أمام محكمة ثلاثية فيدرالية. |
Bu kararı tebliğ ederek Yargıç Bazile, bize doğrudan Yüce Mahkeme yolunu açmış oldu. | Open Subtitles | بإعطائه حكماً في هذه القضية، فإن القاضي "بازيل" قد رسم لنا حقاً خارطة الطريق إلى المحكمة العليا. |
Açıkçası Bay Bazile, duman dedektörünüzün AA pilini bile değiştiremezsiniz. | Open Subtitles | -مع كامل إحترامي سيّد (بازيل ) لا يمكنك حتى تغيير بطاريّتين في كاشف الحريق |
Şimdi, Catherine Cassidy ve Nathaniel Bazile hala yasal olarak ebeveynlerin. | Open Subtitles | الآن (كيت كاسيدي) و(ناثانيال بازيل) لازالا قانونياً والديكِ |
Bazil, bu şantaj için sakladıkları şey nedir? | Open Subtitles | (بازيل)، دليل الإبتزاز ماذا يكون؟ |