Şimdi, bu müthiş, onun 44 yaşında olması dışında. | TED | الآن ، هذا أمر عظيم ، باستثناء أنه ما زال في سن ال 44. |
Onu aradığımı bilmesi dışında ve ona yaklaştıkça daha tehlikeli olması dışında. | Open Subtitles | باستثناء أنه يعرف بأني أبحث عنه.. وكلما اقتربت أكثر, كلما أصبح خطراً أكثر. |
Onu çok az tanıyorum, psikopat olması dışında. | Open Subtitles | أعرف القليل عنه, باستثناء أنه مريض نفساني. |
Selefimin nasıl öldüğü hakkında korkunç bir kaza olması dışında bir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف شيئاً، باستثناء أنه كان حادثاً مريعاً. |