Bir daha doğru düzgün yürüyebilmenin imkansız olduğunu söylemiyorum bile. | Open Subtitles | دون الحاجة لذكر حقيقة أنه يجعل المشي باستقامة مستحيلا للأبد |
Beni taklit ediyorsan düzgün yap bari. dik dur. | Open Subtitles | أنت تقلدني فأفعلها بشكل صحيح قف باستقامة |
Sanırım artık düz atış yapamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكننى إطلاق الرصاص باستقامة بعد الآن على ما أعتقد |
düz durmaya çalış. düz durmaya çalış. | Open Subtitles | حاولي الجلوس باستقامة حاولي الجلوس باستقامة |
Bence seni çok zorluyor ve sen de kabul ediyorsun. Pekala, kafanı dik tut ve o çocuğa Babalık yapma. | Open Subtitles | أظن أنه صعب عليك وقد قبلته حسناً، فقط فكر باستقامة |
Dümdüz birkaç kilometre gideceğiz. Sonra bir döneceksin, ben sana söylerim. | Open Subtitles | سنتجه باستقامة لميلين و من ثمّ سننعطف , سأخبرك |
Biraz kanın doğru düzgün düşünmene yardımcı olacağını düşündüm. | Open Subtitles | تبيّنت أنّ قليلًا من الدّماء ستجعلك تفكّري باستقامة |
düzgün ateş edemeyen, sakat bir çocuk değilim ki. | Open Subtitles | لستُ مجرد فتى معاق لا يطلق النار باستقامة |
O kadar bitkin düştüm ki, kafam doğru düzgün çalışmıyor. | Open Subtitles | أنا رجل منهار لا استطيع ان ارى باستقامة |
Daha düzgün, Tommy! Onu daha düzgün atmalısın. | Open Subtitles | "باستقامة أكثر يا"تومى عليك أن ترميها باستقامة أكثر |
En azından Clay'e sakinleşecek zaman tanır Belki ekibinin düzgün düşünebilmesini sağlarsın. | Open Subtitles | على الأقل هذا يعطي " كلاي " فرصةَ للهدوء ربما تجعل الطاقم يفكر باستقامة |
Baba, düzgün şut bile çekemiyorum. | Open Subtitles | أبي، لا استطيع حتى الركل باستقامة |
İsmin benden kaçıyor çünkü dikkatim dişlerinin ne kadar düz ve beyaz olduğuyla dağıldı. | Open Subtitles | غاب أسمك عن ذهني لأني مشتتة باستقامة و بياض اسنانك. |
Çok basit. Nehir düz ve yavaş akmaya devam ederse bize bir zararı olamaz. | Open Subtitles | لو استمر النهر باستقامة وعمق وببطئ |
Sanırım eğimli ve düz bir rayda gidiyorsa... ve arkasında vagon yoksa... ve ateş yeterince sıcaksa gidebilir. | Open Subtitles | من المفترض,إذا مشيتم باستقامة علي طول الخط بميل... وبدون أن تجروا ورائكم عربات... ... |
Dizlerimi düz tutmak için | Open Subtitles | لذا كي أجعلهما يتواجهان باستقامة |
düz gitmeye devam ediyorlar. | Open Subtitles | إنّهم يتابعون المُضيّ باستقامة. |
- dik olduğu zaman çok iyi değil. | Open Subtitles | ـ لا يكون جيداً حينما يرتفع باستقامة |
- Annem hep dik oturturdu. | Open Subtitles | امى كانت دوما تجعلنى اجلس باستقامة |
Ama dik durun, siz de hepimiz gibisiniz. | Open Subtitles | لكن قفي باستقامة أنتِ تشبهيننا حميعاً |
Ve işin güzel yanı tren yolunu Dümdüz inşa etmişti. | Open Subtitles | و الشىء الجميل أنه بناها باستقامة تامة |