O zamandan beri Bay Shenoy benden, her Pakistanlı kaynağı izlememi istedi. | Open Subtitles | ومنذ ذلك الحين سيد شينوي طلب مني ترصد كل مصدر باكستاني معروف |
Bu sabah Pakistanlı bir temsilcinin de kayıp olduğunu duyduk. | Open Subtitles | لقد سمعنا للتو أن مندوب باكستاني أيضاً اختفى هذا الصباح |
Biliyorsunuz, hiç olmazsa küçük bir Pakistanlı topluluğun gelmesi için çok uğraştık. | TED | تعرف، لقد حاربنا بضراوة لنحصل على الأقل على حضور باكستاني ليحضروا. |
O gün Pakistan İstihbaratı adına çalışan bir adam vardı. | Open Subtitles | كان هناك عون استخبارات باكستاني على الميدان في ذلك اليوم. |
Tabi, şu ana kadar hiç Pakistan yemeği yemedim. Ama ne kadar kötü olabilir ki? | Open Subtitles | طبعاً لم أتناول طعام باكستاني من قبل، لكن إلى أي مدى قد يكون سيئاً؟ |
Ben Pakistanlıyım. Ve iki sen nasıl herhangi bir şeyin CTO'su oluyorsun? | Open Subtitles | انا باكستاني, و ثانيا كيف يمكنك ان تكون الرئيس التقني لأي شيء؟ |
Yani bunu doğrudan yetkisini tanıdığım birinden duymadan 4.3 milyon Pakistanlıyı imha edecek değilim. | Open Subtitles | اذا فانني لن اقوم بتفجير 4.3 مليون باكستاني من غير ان استمع لمصداقية الامر من شخص اثق بسلطته |
Diyorlar ki, Pakistanlı çocuk göçmen çocuk... nefretimin kurbanıydı. | Open Subtitles | يقولون بأنه ضحية كراهيتي كان فتى باكستاني مهاجر |
Bir tek Pakistanlı bile Afganistan'a geçmeyecek, anlaşıldı mı? | Open Subtitles | لا يوجد ولا باكستاني في افغانستان هل هذا مفهوم ؟ |
Nasıl olur da çıplak Pakistanlı bir oğlan bu kadar hasara neden olabilirdi? | Open Subtitles | كيف بامكان صبي باكستاني عاري باحداث كل هذا الضرر ؟ |
Hintli ya da Pakistanlı bir erkek, otuzlu yaşlarında. | Open Subtitles | شاب هندي أو باكستاني .. بداية الثلاثينات حسناً. |
Bilmeni isterim ki, kocam çok ünlü bir Pakistanlı anestezi uzmanıdır. | Open Subtitles | ليكن في علمك أن زوجي يعتبر طبيب باكستاني بارز أخصائي في التخدير |
Elimizdeki bilgilere göre adam Pakistanlı, İranlı değil. | Open Subtitles | وفقاً لمعلوماتنا هو باكستاني الجنسية وليس إيرانياً كما أنه سفاح |
Pakistanlı 23 yaşında İngiliz vatandaşı | Open Subtitles | باكستاني الآباء، 23 سنة، مواطن المملكة المتحدة. |
9/11 sonrası bir Pakistanlı ile çıkacağım. | Open Subtitles | إنك تواعدين باكستاني بعد أحداث 11 من ديسمبر. |
Pakistanlı bir subayın cesedi, o havaalanında bulunmuş. | Open Subtitles | جثة ظابط باكستاني وجدت في المطار. لقد تم خنقه. |
- Samir Hintli değil. O Pakistan'lı. Pakistan'dan. | Open Subtitles | سمير ليس هنديا ، هو باكستاني ، جاء من باكستان |
Usame'nin bandı Hindistan televizyonununa Pakistan tarafından satıldı. | Open Subtitles | وشريط أسامة تم بيعه إلى قناة تلفزيونية هندية من قبل مصدر باكستاني أجل سيد تيد وأسمه خابري |
Bir zamanlar bir Pakistan'lı vardı ve o çok destekleyiciydi. | Open Subtitles | كان لدي صديق باكستاني ذات مرة و قد كان مُساند للغاية. |
- Ben Pakistanlıyım, Meksikalı değil. | Open Subtitles | -إنّي باكستاني ولستُ مكسيكيّاً |
Yetkisini tanıdığım birinden duymadan 4.3 milyon Pakistanlıyı katledecek değilim. | Open Subtitles | انني لن اقوم بتفجير 4.3 مليون باكستاني من غير ان استمع لمصداقية الامر من شخص اثق بسلطته. |
İşte lanet bir "Paki" olmak böyle bir şey. | Open Subtitles | ،وهذا ما أحبه كوني باكستاني لعين |
- Evet ama sen değilsin. Sen Pakistanlısın. | Open Subtitles | نعم , هو مكسيكي لكنك لست , فأنت "باكستاني" |
Havaalanına iniş yapıyorsunuz sizi Hindistanlı bir bayan karşılıyor o da sizi Al Maha Servisine götürüyor, orada Filipinli bir bayanla buluşuyorsunuz O da sizi Güney Afrikalı bir bayana teslim ediyor sonra o da sizi bir Koreli'ye götürüyor, o da bagajlarla bekleyen Pakistanlıya götürüyor o da seni Sri Lankalı adamın olduğu arabaya götürüyor. | TED | تصل إلى المطار ويتم استقبالك بواسطة امرأة هندية تأخذك إلى خدمات المها , المكان اللذي تجد فيه امرأة فلبينية تسلمك إلى امرأة جنوب أفريقية تأخذك إلى رجل كوري ,واللذي بدورة يسلمك إلى رجل باكستاني مع العفش يأخذك إلى الى السيارة مع سريلانكي |
Bu bir Hintlinin bir Pakistanlıya verilmiş bir şeref sözüydü... | Open Subtitles | كَانَ وعد مِنْ هندي إلى باكستاني إذا أنا لَمْ أُنجزْه... |