Evrak işlerini onlar yapıyor, sigortayı onlar yapıyor, benim hızlıca yapamayacağım diğer tüm işleri onlar yapıyor. | TED | وهم من يقومون بالأعمال الورقية والتأمينات، والمعاملات التي لا يمكنني إنجازها بسرعة. |
Örneğin, birçok ebeveyn evdeki günlük işleri yaptığı için çocuklarına cep harçlığı veriyor. | TED | علي سبيل المثال، العديد من الآباء يدفعون لأبنائهم مميزات أو مالا للقيام بالأعمال المنزلية. |
Sanırım LD'ler bütün pis işlerini yaptırmak için Dominguez'i kullanıyorlar. | Open Subtitles | الآن بدأت أعتقد بأن التابعين يستخدمون ديمنغيز للقيام بالأعمال القذرة. |
Hatta bana sorarsan ev işi yapmayı tamamen bırkamayı düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا أفكِر بأن نتوقف عن القيام بالأعمال المنزلية سويةً |
Eğer çocukları saatlerce oturtup onlara düşük nitelikli masa başı işler yaptırırsanız kıpır kıpır etmeye başlarlarsa şaşırmayın, değil mi? | TED | إذا أجلست الأطفال، ساعة بعد ساعة، للقيام بالأعمال الكتابية الخفيفة، لا تندهش إذا بدؤوا يتململون، تعلمون؟ |
Ev işlerine zahmet etme. Bir tek ben altından kalkabilirim. | Open Subtitles | لا تزعجي نفسك بالأعمال المنزلية فأنا الوحيدة التي يمكنها القيام بها |
Evet, bir daha ki yaşantımızda kağıt işleriyle uğraşıyor olacağız. | Open Subtitles | نعم، سنقوم بالأعمال الورقية لهذا إلى ما بعد حياتنا الأخرى |
Elimden her iş gelmez, plan yapmakta da iyi değilimdir. | Open Subtitles | براحتك لست بارعاً بالأعمال اليديوية، ولست جيداً في رسم الخطط |
Sanırım eskisi kadar kolay inanan birisi değilim. Özellikle de kırtasiye işlerinde. | Open Subtitles | أعتقد أنني لست واثقاً كما كنت دائماً و خاصة بالأعمال التحريرية |
Bu yüzden canım, buradaki diğerleri gibi hizmetçilik işleri yapmıyorum. | Open Subtitles | لذلك يا عزيزتى ، إننى لا اقوم بالأعمال الحقيرة مثل ما تقوم به الأخريات هنا هل تقصدين العلاج المهنى ؟ |
Kirli işleri yapmaları için paralı asker kiralama işini gizli fondan yapsak ya? | Open Subtitles | لم لا نقوم باستخدام مواردنا السرية لاستئجار مرتزقة للقيام بالأعمال القذرة؟ |
Dinle, burada işleri kendi yöntemleriyle yürütüyorlar. | Open Subtitles | لديهم طريقتهم الخاصة للقيام بالأعمال هنا |
eğer dünyadaki kültürlere bakarsanız bütün yapmanız gereken mitolojiyi anlamak ve sonunda onların nasıl davrandığını, işlerini nasıl yaptığını göreceksiniz. | TED | وإذا نظرت للثقافات حول العالم كل ما عليك فعله هو فهم خلفيتهم الأسطوريه وستفهم كيف يتصرفون، وكيف يقومون بالأعمال |
Adamın niyeti; pis işlerini sana yaptırmakmış sadece. | Open Subtitles | أعني شخص يريد من يقوم عنه بالأعمال الفاسدة |
Bize kahvaltı hazırladın. Ev işi yapmayı teklif ediyorsun. | Open Subtitles | أعددتي لنا الفطور، وتقترحين المساعدة بالأعمال |
Benim iç çamaşırlarımı giyip ev işi yapıyor. | Open Subtitles | يرتدى ملابسى الداخلية و يقوم بالأعمال المنزلية |
Yüksek eğitimli, 6 kişilik FBI TAK grubu kirli işi yapacaklar | Open Subtitles | أفراد من فريق فيدرالي مدرب جيداً ليقوم بالأعمال السيئة |
Yani piyasa, bilim adamlarını, iletişimcileri, düşünürleri, hükümetleri doğru işler yapmaya zorlamıyor. | TED | بمعنى أن المجال لا يحمس العلماء ولا المتحدثين, أو المفكرين, أو الحكومات للقيام بالأعمال المطلوبة |
Siz üçünüz buraya çağırdım çünkü hepiniz kendinizi çok derinden hayır işlerine adamışsınız. | Open Subtitles | لقد طلبت مجيئكم الى هنا لأنكم ملتزمون جدا بالأعمال الخيرية |
Ben obsesifim ve evrak işleriyle uğraşmaya bayılırım. | Open Subtitles | أنا مصاب بالوسواس القهري, وأحب القيام بالأعمال الورقية. |
Evet. İş derken organize suç şebekesi yürütmekten bahsediyorsunuz sanırım. | Open Subtitles | هذا صحيح، إذا كنت تعني بالأعمال إدارة هيئة للجريمة المنظمة. |
Tıbbi bir alet değil, marangozluk işlerinde kullanılan matkaplardan. | Open Subtitles | هذا ليس بمثقاب طبي، إنه خاص بالأعمال الخشبية |
Burası ince işlere pek yatkın değilmiş gibi görünüyor. | Open Subtitles | لا يبدو بأنهم ملمين بالأعمال الدقيقة هنا |
Herkes angarya işlerle uğraşıyordu. Dokuma tezgâhında çalışıyordu, sakallarını kırpıyordu. Hayır... | Open Subtitles | فالجميع مشغول بالأعمال الرتيبة ، عمل المنوال .. وتشذيب ذقونهم .. |