Fakat hepsi, bu konuyu incelemeye başlayana kadar Çok önemli olduğunu düşünmediğim ortak bir şey yapıyorlardı. | TED | لكنهم قاموا جميعًا بشيء واحد لم يبدُ بالأمر المهم قبل أن أبدأ بالنظر في المسألة. |
Başka bir gün yaparız ama bugün olmaz, tamam mı? Tabi, Çok önemli değil. | Open Subtitles | ـ حسناً ، في أيّ يوم آخر ، اليوم ليس مناسباً ـ حسناً ، ليس بالأمر المهم |
Önemli birşey yoktu. Sadece arkadaştık. | Open Subtitles | لم يكن بالأمر المهم جميعنا مجرّد أصدقاء |
Gerçekten, gelir. O kadar Büyütülecek bir şey değil. Öyle olsa bile, nasıl bir duygu biliyorum. | Open Subtitles | حقاً ،إنه يحدث، إنه ليس بالأمر المهم أنا أعلم ماهو الشعور الذي تشعرين به |
Önemli bir şey yok. her şey yolunda benimle tartışmayı keser misin artık! | Open Subtitles | ليس بالأمر المهم. لا بأس. حسنا, هل يمكنك رجاءً التوقف عن الجدال معي؟ |
Senin içn böylesine büyük bir mesele olduğunu sanmıyordum. | Open Subtitles | انا آسفة. لم أكن أعرف بأن ذلك سيكون بالأمر المهم بالنسبة لك لا أعلم لماذا قد يغضبك ذلك جداً هكذا |
Çok da önemli değil, çoğu insan birlikte bir şeyler yapmaz. | Open Subtitles | ليس بالأمر المهم الكثير من الناس لا يتسكون مع بعض |
Kazaydı ama şu an bunun pek bir önemi yok. | Open Subtitles | كان حادثاً عرضياً، ليس بالأمر المهم الآن |
Şunu da söylemeliyim ki eğer tüm bunların üstesinden gelebilirsen Buckner gerçekten de o kadar Önemli bir mesele olmayacaktır. | Open Subtitles | فقد احتاج ان اقول اذا انتى نجيتى من كل ذلك مدرسة باكنر حقا ليست بالأمر المهم |
Çok önemli değil. Sadece merak ediyorum. | Open Subtitles | لم يكن بالأمر المهم لقد كنت فضولي |
Çok önemli değil Tony, ben de yapardım. | Open Subtitles | ليست بالأمر المهم كان انجزتها انا توني |
- Bu Çok önemli. | Open Subtitles | ـ ليس بالأمر المهم ـ هذا أمر مهم للغاية |
Önemli birşey değil. | Open Subtitles | .. تماماً كـ إنه حقاً ليس بالأمر المهم |
Önemli birşey olmadığını söyledim. | Open Subtitles | لقد قلت أنه ليس بالأمر المهم |
O kadarda Önemli birşey değil. | Open Subtitles | ليس بالأمر المهم. |
Büyütülecek bir şey değil. | Open Subtitles | ليس بالأمر المهم. |
O kadar da Büyütülecek bir şey değil. | Open Subtitles | لم يكن بالأمر المهم |
O kadar Büyütülecek bir şey değil. | Open Subtitles | ليس بالأمر المهم |
Yapacak tek işim var. Önemli bir şey değil. | Open Subtitles | يجب أن أفعل شيئا ً واحدا ً ليس بالأمر المهم |
Hem zaten Önemli bir olay değildi. | Open Subtitles | و لكن ما حدث لم يكن بالأمر المهم على أية حال |
Önemli bir şey değil anne. Sadece 3-4 antrenmana falan gitmiştim. | Open Subtitles | إنه ليس بالأمر المهم يا أُمي لقد ذهبت إلي ثلاث أو أربع تمرينات |
Yalnız sizin için sorun olmayacağından emin olmak istediğim tek bir şey, aslında o kadar da büyük bir mesele değil. | Open Subtitles | -هنالك أمر واحد فقط أود أن أتأكد بأنكم لا تمانعون عليه -إنه ليس بالأمر المهم |
- Pekala, sanırım büyük bir mesele değil. - Kazayla oldu. - Bilmiyorum. | Open Subtitles | اعتقد أنه ليس بالأمر المهم الحوادث تحصل |
O kadar da önemli değil. | Open Subtitles | انه ليس بالأمر المهم على أية حال |
Buldum işte bir yerden bunun fazla bir önemi yok. | Open Subtitles | وجدتها فى دليل ما، هذا ليس بالأمر المهم |
O kadar önemli değil, gerçekten. | Open Subtitles | -لا , أنت على حق إنه ليس بالأمر المهم , فعلاً |