1997'de, saldırı sebebiyle size karşı yeminli bir şikayet yapılmış. | Open Subtitles | عام 1977, ظهرت شكوى ضدك لقيامك بالإعتداء |
Huysuz sörfçü. Yıllar önce bir kadına saldırı da içeren, uzun bir sicil. | Open Subtitles | مركمج عصبي المزاج، يملك سجلاً حافلاً ويتضمن ذلك القيام بالإعتداء على إمراة قبل بضع سنوات |
Trop'ta bir arkadaşım var. Zengin bir herife tecavüz suçlamasında bulunmuş. | Open Subtitles | لدي صديقة تعمل في ملهى آخر قامت باتهام أحد الأغنياء بالإعتداء عليها |
Seni öldürüp tecavüz edicek değilim. | Open Subtitles | لن أقوم بالإعتداء عليكِ أو أقتلكِ أو ما شابه |
Ayrıca bize bir çocuğu taciz ettiğin için polis tarafından arandığını söyledi. | Open Subtitles | قالت أنّك مشتبه به بالإعتداء الجنسي على طفله |
Tanımadığım bir adama saldırmakla suçlanıyorum. | Open Subtitles | انا متهم بالإعتداء على رجل لا أعرفه حتى؟ |
saldırı suçundan yargılanmak istemiyorsan çek ellerini! | Open Subtitles | أبعد يديك عنّي إلا إذا أردت تهما بالإعتداء. |
Amerika'da hakkımda saldırıdan dolayı tutuklama emri var. | Open Subtitles | هناك تفويض بالإعتداء منفذ علي في الولايات المتحدة. |
Yapman gereken tek şey, saldırı suçu. | Open Subtitles | فالشيء الوحيد الذي كنتِ ستحصلين عليه هو تُهمة بالإعتداء |
Onu, saldırı yerine, bir polis memurunu öldürmeye teşebbüsle suçladım. | Open Subtitles | و عوضاً عن اتهامه بالإعتداء , وجهتُ إليه تهمة بمحاولة قتل ضابط شرطة |
- ..polis memuruna saldırı ve parti çalışanına tecavüz iddiası ile suçlanmıştı. | Open Subtitles | بالإعتداء على شرطي وإغتصاب أحد العاملات في الحزب |
Daha sonra ise saldırı, hırsızlık, uyuşturucu kaçakçılığı... | Open Subtitles | و بعد ذلك ، قمت بالإعتداء و السرقة و الإتجار بالمخدرات |
Ayrıca öldürücü silahla saldırı ve 2 müessir... | Open Subtitles | بالإضافة إلى الإعتداء بسلاح مُميت، وتهمتين بالإعتداء على الغير بالضرب. |
Kayıtlara göre, adamın dolandırıcılık, şantaj ve saldırı suçları varmış. | Open Subtitles | فحص الخلفيّة تُظهر جناية إبتزاز الأموال وتهم بالإعتداء. |
Ama kiraladığım asalaklar ona tecavüz etti o da kendini öldürdü. | Open Subtitles | لكن الوغد الذي عينته قام بالإعتداء عليها قامت بقتل نفسها |
Ona tecavüz falan mı ettin sen? | Open Subtitles | هل قمتي, مثلا, بالإعتداء عليها او شيئا ما؟ |
Bak, sanırım... onu dövmesinin ve ona tecavüz etmesinin nedeni... sistemi bildiği için tanıklık edip... davacı olmayacağını bilmesiydi. | Open Subtitles | أنظري يا ليا ، أنا أعتقد أنه قام بالإعتداء عليها وإعتصابها لأنه كان يعلم أنها لن تدلي بالشهادة ضده وأنها لن توجه التهمة له |
Biliyorum çünkü Nick 14 yaşındaki bir amigoya tecavüz ettiğinden 8 yılını Dade Correctional'da geçirmiş. | Open Subtitles | -دخل إلي السجن لمدة 8 سنوات -بسبب إتهامه بالإعتداء علي فتاة تشجيع عمرها 14 عاما |
Sizin icra memurunuzun sizi cinsel taciz ile suçlayıp, ...sizin de bu durumu araştırmak için kendi stenografinizi atamanıza benzer. | Open Subtitles | سيكون و كأن حاجبك إتّهمك بالإعتداء الجنسي و أنت قمت بتعيين كاتبك للتحقيق |
taciz ettiğin çocuklardan birimiydim? | Open Subtitles | هل كُنت أحد الأطفال الذين قُمت بالإعتداء عليهم ؟ |
Tanımadığım bir adama saldırmakla suçlanıyorum. | Open Subtitles | انا متهم بالإعتداء على رجل لا أعرفه حتى؟ |
- Evet ama bunu bir arabaya saldırmakla karşılaştır. | Open Subtitles | -أجل ولكن -قارني ذلك بالإعتداء على سيارة |
Ölümcül bir silah kullanmak suçundan hüküm giyip 6 ay boyunca akıl hastanesinde tedavi gördüğünü herkes biliyor. | Open Subtitles | يعلم الجميع انك اتُهمت بالإعتداء بسلاح قاتل وتم إرسالك إلى مصحة عقلية لستة أشهر |
Adam isteseydi seni saldırıdan dava ederdi. | Open Subtitles | ، بإمكانه أن يرفع تهماً بالإعتداء ضدّكِ . إن أراد ذلك |