İşlemediğiniz bir cinayeti itiraf ederek vicdanınızı rahatlatmanıza izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لن أسمح لك بتهدئة ضميرك بالإعتراف بإرتكاب جريمة لم ترتكبها |
İşlediği suçları itiraf ettiğinde daha iyi hissettiğine ve daha uygun davranışlar sergilediğine şahit oldum. | Open Subtitles | عندما قام بالإعتراف بجرائمه و بدا بالشعور في التّحسن أكثر |
Polise her şeyi itiraf etmemek için kendimi zor tuttum. Artık hepsini unutmak istiyorum. | Open Subtitles | لقد أضطررت لمقاومة رغبة بالإعتراف بكل شيء للشرطة, أريد التخلص من هذا الحِمْل |
Dr. Hackett'le yaptığımız seanslarda küçük iğrenç sırlarımızı... itiraf ederken yaşadığımız o aşağılanma. | Open Subtitles | والإذلال الذي تعرضنا له بالإعتراف بكل الأسرار الصغيرة القذرة فى تلك الجلسات مع دكتور هاكت |
Peki, itiraf etmem gerekirse hiç kaza geçirmedim, ama ne düşündüğünüzü ve hissettiğinizi biliyorum. | Open Subtitles | حسناً، دعني أبدأ بالإعتراف بأنّني لم أتعرض لحادث في الحقيقة لكنّي أعرف ما تعتقده |
Karımın son telefon aramasını kabul etmeyişimin gerçek sebebini itiraf etmek istemedim. | Open Subtitles | لم أرغب بالإعتراف لكنني تخلفت عن آخر إتصالات زوجتي لسبب غير جيد لقد قلت لها أنني |
Mikrofonlarla dolu bir odada cinayet işlediğimi itiraf edeceğimi mi sandın? | Open Subtitles | تظن انني سأقوم بالإعتراف على جريمة قتل في غرفة مليئة بمكبرات الصوت |
İtiraf etmelisin. Senin için en zoru bunu dile getirmek. | Open Subtitles | أنّه عليك بالإعتراف بالأمر الوحيد الذي لطالما صعب عليك التحدّث عنه. |
Bununla savaştım, Lordum, itiraf etmekten çekinmiyorum. | Open Subtitles | لقد تجادلت معها، سيدي ولا أمانع بالإعتراف |
Şimdi itiraf edersen beni bir sürü evrak işinden kurtarmış olursun. | Open Subtitles | وفر على بعض العمل الورقى لو أنك فقط .. قمت بالإعتراف الآن |
İtiraf ediyorum, günah çıkarmaya gitmeyeli yıllar oldu. | Open Subtitles | لقد قمتُ بالإعتراف لعدة أعوام منذُ أول مرة فعلتُ ذلك. |
3 milyon$, ona imzalattığınız itiraf belgesi ile bunu kabul ettiği miktar. | Open Subtitles | ثلاثة ملايين التي اعترفت بدفعهم بالإعتراف الذي جعلتها توقع عليه |
Ne yani, karını vurduğunu itiraf ederek mi? | Open Subtitles | بماذا؟ بالإعتراف أنك أطلقت النار على زوجتك؟ |
Güven kurmamızı istiyorsan yaptığını itiraf ederek başla. | Open Subtitles | لو أردت بناء ثقة، إبدأ بالإعتراف بما فعلت |
Başımızdakilerin, kendi aramızdan birinin terörist bir eylemle yakayı kurtarmasına izin verdiğimizi itiraf etme utancını istemediklerini bilecek kadar uzun süredir bürodasın. | Open Subtitles | لقد كنت في المكتب لفترة كافية لتعلم أن الرجل في الأعلى لا يريد إحراج نفسه بالإعتراف أننا تركنا واحداً منا |
Normal bir insan itiraf yolu bulur ve polise gider. | Open Subtitles | اعلم ان هنالك شخصاً طبيعياً سيقوم بالإعتراف عن الجريمة |
Dün gece polisi arayıp bir cinayeti itiraf etti. | Open Subtitles | لقد قام بالإتصال بالشرطة الليلة الماضية وقام بالإعتراف بأنه قام بقتل شاب يسكن في المنطقة |
Oğlunu itiraf etmeye ikna etmek için 100 bin dolar ödenmiş. | Open Subtitles | تم دفع 100 ألف دولار لها لتُقنع ابنها بالإعتراف بالأمر |
- Çünkü, bir kere Giselle'in evindeki o kapıcı kadın sonunda onu tanıdığını itiraf etti. | Open Subtitles | لأنه أخيراً قامت خادمة "جيزيل" بالإعتراف أنها قد ميزتها هل أخبرتك بذلك ؟ |
Çünkü, Yunanistan'da 5 yıl boyunca yıkıcı bir program uyguladıklarını kabul etmek istemiyorlardı. | TED | ولأنهم لم يرغبوا بالإعتراف أنهم كانوا ولمدة خمسة سنوات يُنفذون برنامجاً كارثياً في اليونان. |
Bunu kabullenmek istememiştin, değil mi? | Open Subtitles | لكنك لم ترغب بالإعتراف به إطلاقا ، أليس كذلك ؟ |