Brunch. Bu öğle yemeği mi? Yoksa kahvaltı mı? | Open Subtitles | الترويقة هي ليست بالإفطار وليستبالغداء.. |
En azından kahvaltı yapıp biraz takılamaz mıyız? | Open Subtitles | لا تستطيع على الاقل أن نحظى بالإفطار سوياً نلتم قليلاً |
Ona kahvaltı ve davetiyeyle sürpriz yapmak istemiştim. Gazete gibi yolladım. | Open Subtitles | كنت أود مفاجأتها بالإفطار وذلك الإعلان الذي أرسلته للجريدة |
Kesin lisedeyken kahvaltı yapan kızlardansındır. | Open Subtitles | كم أود أن أحظى بالإفطار معكِ في المدرسة الثانوية. |
Kahvaltıyla kandırıp çalışmaya zorluyorsun. Olmaz. | Open Subtitles | انت تربطيني بالإفطار ثم اصبح مجبر على العمل. |
Sizinle kahvaltı yapmak güzeldi. Bu şaka, ekibim tarafından benim için yazılmış, sizin gülmeniz için. | Open Subtitles | استمتعتُ بالإفطار معكما هذه الطرفة كتبها لي موظفيّ |
Dr. Shepherd. kahvaltı yapmak isterseniz, Fransız tostu ve kahve var. | Open Subtitles | د. " شيبارد " , هناك خبز فرنسي وقهوة في حال رغبت بالإفطار |
kahvaltı yapmak isterseniz, Fransız tostu ve kahve var. | Open Subtitles | بالإفطار رغبت حال في |
kahvaltı yapmak ister misin? | Open Subtitles | أترغبين بالإفطار ؟ |
- kahvaltı. | Open Subtitles | ..إليكَ بالإفطار |
Evan kibarlık edip kahvaltı getirdi. | Open Subtitles | إيفان) كان لطيف كفاية) .ليخرج و يأتي بالإفطار |
- Alın, hâlâ size bir kahvaltı borçluyum. | Open Subtitles | تفضل، ما زلت أدين لك بالإفطار |
kahvaltı ettim. | Open Subtitles | لقد حظيت بالإفطار |
- Señor kahvaltı ister mi? | Open Subtitles | -سيّدي هل ترغب بالإفطار |
Hadi kahvaltı yapalım! | Open Subtitles | حسنٌ دعينا نبدأ بالإفطار! |
Sana kahvaltı aldım. | Open Subtitles | جئتك بالإفطار |
Dur. Kahvaltıyla uğraşma hiç. | Open Subtitles | انتظري، لا تتعبي نفسك بالإفطار |