Yanlış bilgilendirme ve yanlış anlaşılmaların bu toplumlarda hızlı bir şekilde yayılmaya başladığını ve bunun da paniği artırdığını gördük. | TED | رأينا التضليل و التصورات الخاطئة قد بدأت بالإنتشار حتى بشكل أسرع خلال هذه المجتمعات، التي أصبحت أكثر حذرا إزاء الوضع. |
Hastalık yayılmaya devam ettikçe askerleri de zayıflamaya devam edecek. | Open Subtitles | وبينما يستمر المرض بالإنتشار سوف يستمر بإضعاف جنودهم |
Yeni vakalar, çevresinden dışarıya doğru yayılmaya devam ediyor. | Open Subtitles | الحالات الجديده تستمر بالإنتشار من خارج محيطها |
Bu şey yayılmaya başladı. | Open Subtitles | حسنٌ.. لقد بدأ هذا الشيء بالإنتشار |
Sonra bir anda kanser yayılmaya başladı ve... | Open Subtitles | ثم، من العدم، بدأ السرطان بالإنتشار و... |
Terinle derinden atarsın ama yayılmaya devam eder ta ki artık bunu hissetmemek için ne gerekiyorsa yapana kadar. | Open Subtitles | إنك تخرجينه من جلدكِ ولكنه يستمر بالإنتشار... حتى تفعلين أي شيء كي لا تشعري به |
Şimdiden söylentiler yayılmaya başladı. Size bu kalabalıkla iyi şanslar. | Open Subtitles | الأقوال بدأت بالإنتشار |
Arnold o şekilde yarattı ama senin gibi insanlar leke gibi yayılmaya devam ediyor. | Open Subtitles | الأمر جعله بتلك الطريقة، ولكن أناس مثلك... تستمرون بالإنتشار كالأوساخ! |
Tau proteinleri bir kere kümelenmeye başladı mı daha fazla kümenin oluşmasına ve bu kümelerin sarsıntının etkilerinden sonra bile beyinde yayılmaya devam etmesine sebep olur. | TED | بمجرد أن تبدأ بروتينات (تاو) بالتكتل جماعياً، فاتها تتسبب في تشكيل المزيد من الكتل وتستمر بالإنتشار في جميع أنحاء الدماغ، حتى بعد أن تتوقف آثار الإصابة في الدماغ. |