Birazdan otobüse binip şehre geri döneriz diye düşünüyorum, tamam mı? | Open Subtitles | أنا متاكدة أننا سنعود بالباص إلى البلدة في اي لحظة، تمام? |
Bana bu kasabada torunlarımı otobüse bindirme için federal emre sahibim... bazı zenci çocuklarla okula götürmek için. | Open Subtitles | ولدي قاضٍ فدرالي يأمرني بأن أرسل أحفادي بالباص ليقطعوا نصف المدينة ليذهبوا إلى المدرسة بصحبة أطفال زنوج |
Beş yaşında, daha iyi eğitim almak için uzak bir yere Otobüsle bir saat yol gitmek zorunda kaldım. | TED | في عمر الخمس سنوات، كان عليّ القيام برحلة تستغرق الساعة بالباص إلى مكانٍ بعيد للحصول على تعليم أفضل. |
Ben Otobüsle gittim ve sinemaya vardığımda, onlar çoktan gelmişlerdi. | Open Subtitles | وذهبت أنا بالباص وحين وصلت أمام السينما وجدتهم قد سبقوني إلى هناك |
San Francisco'ya dönmek için Otobüs parası lazım. Yardım eder misiniz? | Open Subtitles | انا احاول اللحاق بالباص المتجه لسان فرانسيسكو, ابإمكانك مساعدتي؟ |
Na'ber Otobüsü yakalamak istiyorsak gitmemiz lazım | Open Subtitles | مرحبا، يارجل يجب علينا الذهاب الآن، لو أردنا اللحاق بالباص |
İnsanlar otobüste konuşuyorlardı, onları takip edelim! | Open Subtitles | الناس جانوا دا يحجون عنه بالباص لازم نمشي وراهم |
Phil'in koşuşunu izleme şansım da oldu... aynı laborant önlüğü giyip otobüse yetişmeye çalışan... bir devekuşu gibiydi. | Open Subtitles | بالرغم من ذلك تمكنت من رؤية فيل وهو يجري كان مثل نعامة ترتدي بالطو محاولةً اللحاق بالباص |
Dün otobüse bindim. Peynirin üzerine oturmuşum. | Open Subtitles | في طريق العودة بالأمس و أنا بالباص جلست على جبنة . |
Bir chai alıp otobüse bineceğim. | Open Subtitles | سوف اذهب لشراء بعض الشاي والحق بالباص |
Önce otobüse, oradan metroya geçmemiz gerekecek. | Open Subtitles | يجب علينا الذهاب بالباص ثم الى القطار. |
Yarın, otobüse binerim. | Open Subtitles | وبالغد سأذهب للعمل بالباص. |
otobüse binerim. | Open Subtitles | أركب بالباص رقم 96 |
- Otobüsle. Kelly beni aradı telefonla. | Open Subtitles | بالباص , كيلي تكلمت معي على التليفون |
İçkini bitir, seni Otobüsle evine yollayayım. | Open Subtitles | أنه شرابك ، وسأضعك بالباص لتعود للديار |
Otobüsle buraya gelmek bir saatimi aldı. | Open Subtitles | لقد احتجت لساعة حتى آتي إلى هنا بالباص. |
Hapishaneden dün Otobüsle geldim. | Open Subtitles | من بيت الفطائر- لقد غادرت السجن بالأمس بالباص |
Otobüsle, trenle ve hatta otostopla seyahat etmek,... | Open Subtitles | اسافر بالباص وحتى على ابهامي |
300 dolar alıyorum. Bir Otobüs bileti alacağım. | Open Subtitles | أنا أخذت 300 دولار سأشتري بها بطاقة سفر بالباص |
O yaz Otobüs turuyla tüm Amerika'yı gezdik. | Open Subtitles | في ذلك الصيف ذهبنا في جولة بالباص حول الولايات المتحدة. |
- Otobüsü yakalamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | -أحاول اللحاق بالباص |
Nine, otobüste bana söylediğini hatırlıyor musun? | Open Subtitles | بيبي تذكرين شنو كتيلي بالباص ؟ |