Araç, bulduğumuz göle düşmeden önce, 70 civarında bir hızla gidiyordu. | Open Subtitles | على سرعة 70 حيث لابد أن تننتهى حيث وجدناها بالبحيرة |
O haftanın sonun da ise erkek arkadaşınla kavga ederdin ve onu ya göle atardın ya da ona bunlardan bir tanesini fırlatırdın. | Open Subtitles | تخوضين الشجار معه وينتهي بك المطاف تغمرينه بالبحيرة او تضربينه علي راسة بواحد من هذه |
Kurban başka yerde boğulup, göle atılmış olabilir. | Open Subtitles | من الممكن أن الضحية قُتل في مكان ثم رُمي بالبحيرة |
Daha sonra kulübede yılanlar ve gölde timsahlar çıkacak. | Open Subtitles | بعد ذلك ستخبرنا بوجود ثعابين سامة فى مرحاض المنزل وتماسيح بالبحيرة. |
22 yaşındaki restorant çalışanı gölde ölü bulundu. | Open Subtitles | فتى بالثانية و العشرين من عمرهِ يعمل بمطعم وُجد غارقاً بالبحيرة. بطلقة نارية واحدة. |
Belki de eskiden gölün etrafında çevreleyen güzel tepelerin hatıraları onları kalmaya zorluyor. | Open Subtitles | أو ربما عدم الرغبة في خسارة ذكرى تلك التلال الجميلة التي تحيط بالبحيرة |
Belki de, gölün etrafını saran bu dağlarda, bir zamanlar yaşadıkları güzel anıları kaybetmek istememelerinden kaynaklanıyor. | Open Subtitles | أو ربما عدم الرغبة في خسارة ذكرى تلك التلال الجميلة التي تحيط بالبحيرة |
Bu da arabanın sürücü tarafından göle devrildiği anlamına geliyor. | Open Subtitles | يُشير إلى أن السيّارة إستقرت بالبحيرة منناحيةقائدةالسيّارة. |
göle dalmanın ana fikri doğrudan doğruya sahilde yüzmek değilken, gölde olmak ise suda vakit geçirmenin rahatlığının verdiği histir. | Open Subtitles | المغزى من الغوص بالبحيرة ليس ان نصل بالحال للشط بل هو ان نكون بالبحيرة للاحساس بالماء تحيط بنا |
Bunu yapmamızın tek sebebi seni, en iyi üç arkadaşınla göle götürmekti. | Open Subtitles | هي أن تستمتع انت بالبحيرة مع اصدقائك الثلاثة المفضلين |
Biri onu vurup göle atmış. | Open Subtitles | شخص ما أطلق النار عليه تخلص منه وأرميه بالبحيرة |
Kadınları öldürüp göle atacak bir adam değil. | Open Subtitles | إنه لن يتجول بالمكان يقتل النساء ويرميهن بالبحيرة |
Babanın arabasını göle itmeni ben söylemedim. | Open Subtitles | لم اقل لك ان تغرقي سيارة والدك بالبحيرة |
Ortağının gölde kaybolduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول بأن صديقه فقد بالبحيرة ، حوّل |
Sonra da beni gölde terk etti. | Open Subtitles | ثم تركني بالبحيرة |
Biraz panik bekliyordum. Beklediğim gölün içine tam anlamıyla bir atlama değildi. | Open Subtitles | توقعت خوف قليل ولكنّي لم أتوقع قفزة كاملة بالبحيرة. |
Ve bu kabiliyetin ilk kez bu gölün etrafındaki tepelerde ortaya çıktığı düşünülüyor. | Open Subtitles | و هذه القدرة يعتقد أنها ظهرت للمرة الأولى في التلال المحيطة بالبحيرة. |
Bu öğlen gölün orada tehlike atlatıldı, evet. | Open Subtitles | هذه الظهيرة ,كان الخطر محيط بالبحيرة |
Şeyi düşünüyordum, şu göl kenarında konuştuğumuz şey hakkında. | Open Subtitles | أنا أنا كُنْتُ أُفكّر بالحديث الذي خضناه بالبحيرة |
Hayır, o değil. Göldeki adam var ya... | Open Subtitles | لا يا سيدي، ذلك ليس هو شاهدت أولئك الرجال هناك بالبحيرة |