Arenaya çıktığı zaman üstüne... çürümüş portakal ve kedi leşi yağacağını düşünüyorum. | Open Subtitles | ...وأتنبأ بأنه سوف يكتب نهايتة بنفسه وسوف يقذفونه بالبرتقال الفاسد وسيكون كالقط النافق |
Orada garip bir portakal pançı var. | Open Subtitles | هناك مشروب كحولي غريب بالبرتقال |
Eğer benimle tekrar dalga geçmeye kalkarsanız kıçınıza portakal sokar su haline dönene kadar sizi döver ve önünüzde suyunu içerim. | Open Subtitles | اذا مزحت معي مرة أخرى... سأملا جوربا بالبرتقال وسأضربك بها حتى تنعصر وسأشرب العصير وأنا فوقك |
Hiç sanmıyorum. Daha önce binlerce kez Portakallı ördek yaptım. | Open Subtitles | لا أعتقد ، لقد صنعت البط بالبرتقال آلاف المرّات |
Portakallı çörek almıştım sana ama acıkıp yedim. | Open Subtitles | احضرت لك كعكة بالبرتقال والتوت البري ولكني أصبحتُ جائعاً |
Elmayla portakalı karıştırmamak gerek. | Open Subtitles | لا يجب أن تخلط التفاح بالبرتقال. |
Biliyorum hediye gibi olmadı ama çevre yolu girişinde genellikle gül satan adam. portakal satmaya başladı ve portakal sevip sevmeyeceğini bilmiyordum. | Open Subtitles | أعلم أنها ليست هدية تماماً , لكن الرجل الذي يبيع الورود عادة على الطريق السريع حسناً , بدل الورود بالبرتقال , و لم أعلم إذا كنتِ تحبين البرتقال |
Birileri portakal kavrama alıştırması yapıyormuş. | Open Subtitles | أحدهم كان يتدرب على الإمساك بالبرتقال. |
portakal mocha frappucino! | Open Subtitles | الفرابتشينو بالبرتقال |
Votka portakal. | Open Subtitles | فودكا بالبرتقال |
portakal çuvalı gibi. | Open Subtitles | تبدو مثل جورب ممتلئ بالبرتقال |
Portakallı kajulu tavuğumuzu denemek ister misiniz? | Open Subtitles | أترغبين بتجربة الدجاج بالبرتقال والكاشيو؟ |
Hayır. Erich yeterince içti. İki Portakallı soda lütfen. | Open Subtitles | كلا إيريك قد أخذ كفايته مشروبان غازيان بالبرتقال رجاءاً |
Portakallı ördek... on iki yıllık Scotch viski. | Open Subtitles | بط بالبرتقال ، وويسكي معتق منذ 12 سنة |
Bize dondurma verdi. Portakallı dondurma. | Open Subtitles | قدم لنا المثلجات مثلجات بالبرتقال |
Kan Portakallı margarita. Kanı vurgulu. | Open Subtitles | "مارغريتا" بالبرتقال الدامي، وأؤكد على وصف الدامي. |
Randy, hapishane ile görüştüm, Earl Portakallı ördek ve havyar turtası yiyormuş. | Open Subtitles | حسناً (راندي)، لقد اتصلت بالسجن وقالوا لي ان (ايرل) يأكل البط بالبرتقال وفطيرة الكافيار |
Elmayla portakalı kıyaslamak gibi. | Open Subtitles | هذا مثل مقارنة التفاح بالبرتقال. |
portakalı sevmemeyi tercih ederdim. | Open Subtitles | أفضل أن لا أستمتع بالبرتقال |