Yani Burada kalmama izin veriyorsunuz ve daha bir çok şey. | Open Subtitles | . انا اعني , قبولكم بالبقاء هنا و مع ذكل ذلك |
Amanda, Burada kalmama izin verdiğin için teşekkür etmek isterim. | Open Subtitles | أماندا , أود شكرك على السماح لي بالبقاء هنا. |
Burada kalmama izin verdiğin için sağol Ned. | Open Subtitles | شكراً لك لأنّك سمحت لي بالبقاء هنا ، نيد |
24 saat burada kalmana müsaade ediyorum, sense ortalığı dağıtıyorsun. | Open Subtitles | أسمح لك بالبقاء هنا خلال أربع وعشرون ساعة ،فتُحطم المكان |
O halde bir kaç gün burada kalmamıza da izin vereceksin, değil mi? | Open Subtitles | ستسمح لنا بالبقاء هنا لبضعة أيام أيضاً , أليس كذلك ؟ |
Şimdiki sahibi, Sör George, onun yaşam boyu burada kalmasına izin veriyor. | Open Subtitles | والمالك الجديد, السير جورج, سمح لها بالبقاء هنا طوال حياتها |
Ama diğerleri burada kalıp karadaki işlere yardım etmek için müsaadenizi istiyorlar. | Open Subtitles | لكن الآخرين يودّون إذنك للسماح لهم بالبقاء هنا للمساعدة هناك على الأرض |
Burada kalmama izin verdiğin için çok sağ ol. | Open Subtitles | أقدّر لك حقاً سماحك لي بالبقاء هنا الليلة |
Annen Burada kalmama izin vererek yeterince kibarlık yaptı. | Open Subtitles | والدتك كانت لطيفة معى بسماحها لى بالبقاء هنا. |
Şimdilik Burada kalmama izin veriyor. | Open Subtitles | هذا هو بيت عمتي العظيم هي تسمح لي بالبقاء هنا |
Babanın benim Burada kalmama izin vermesi iyi oldu. | Open Subtitles | إنه كان رائعاً من والدك أن يسمح لي بالبقاء هنا |
Burada kalmama izin verdiğiniz için ben de bir şeyler yapayım dedim. | Open Subtitles | أقل شيء بإمكانه فعله للسماح لي بالبقاء هنا. |
Bir süre Burada kalmama izin verdiğin için tekrar teşekkürler hayatım. | Open Subtitles | شكراً مجدداً يا حلوتي للسماح لي بالبقاء هنا لفترة |
Burada kalmama izin verdiğin için minnettarlık yapmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أريد أن أرد جميلك، لأنك سمحت لي بالبقاء هنا. |
Bu yüzden, artık burada kalmana izin vermiyorum. | Open Subtitles | لذا. انا لااستطيع السماح لك بالبقاء هنا.. |
Bakın, başka bir arı daha. Ve burada kalmana izin vermiyorum. | Open Subtitles | أنظر، هناك نحلة أخرى. أنا لم أسمح لكِ بالبقاء هنا. |
burada kalmamıza izin verdiğin için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً لسماحكِ لنا بالبقاء هنا آسفة لقد قمت ببعض الفوضى |
Evet, şehre ilk geldiğinde burada kalmasına izin veriyordum ama kendine bir yer buldu. | Open Subtitles | أجل، لقد سمحت له بالبقاء هنا عندما وصل للمدينة حديثاً، ولكنه وجد مكاناً آخر للإقامة. |
burada kalıp tedaviyi ve Nichols'ın katilini bulmaya çalışabilirim. | Open Subtitles | فرصتي الافضل هي بالبقاء هنا و البحث عن وجود العلاج و احاول اكتشاف من قتل د.نيكولز |
Sana burada kalmanı söyleyen olmadı. 20 mil daha gidebilirsin, benim için fark etmez. | Open Subtitles | لم يأمرك أحد بالبقاء هنا يمكنك الذهاب 20 ميلاً إن أردت |
Leydim bizden burada kalmamızı rica etti. | Open Subtitles | سيدتى, اعطتنا تعليمات محددة جدا بالبقاء هنا |
Annemle babam bir süre evde olmayacak ama burada kalın lütfen. | Open Subtitles | أبي وأمي ليسوا هنا ولكنني أصر عليكم بالبقاء هنا |
Burada kalman çok parlak bir fikir değil bence. | Open Subtitles | إنها حقاً ليست فكرة صائبة لكِ بالبقاء هنا |
Sürekli burada kalmayı düşünüyor musunuz, Onbaşı? | Open Subtitles | هل كنت لترغب بالبقاء هنا , ايها العريف ؟ |
Endişelenme. Annem, gelecek seneki mezuniyete dek kalmaya söz verdi. | Open Subtitles | لا داعي للقلق , لقد وعدتني والدتي بالبقاء هنا حتّى موعد تخرّجي السنة القادمة |