5 dakikalık çalışmadan sonra, kustu ve hıçkırarak ağlamaya başladı. | Open Subtitles | خلال 5 دقائق من التدريب قد تقيأت و بدأت بالبكاء |
Bazen sınıfımda ders verirken çocuklardan biri ağır darbe alınca ağlamaya başlar. | Open Subtitles | بعض الاحيآن , عندمآ اِدرس فصلا طفلا يأخذ ضربه سيئه ويبدا بالبكاء |
Tuvalet aynasındaki yansımasını gördüğünde ağlamaya başladı. | TED | وعندما رأت انعكاسها في المرآة بدأت بالبكاء |
Tabii bir noktadan sonra ağlama numarası yapan bir kadının suratına vurdurmadan sertleşememeye başlayınca bir sorun olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | لقد كنت أعاني من مشكلة لم أكن أشعر بالإثارة إلا حينما يتمّ ضربي على وجهي من الفتاة التي تتظاهر بالبكاء |
Belki de sen ağlamak üzere olduğun için öyle görüyorsundur. | Open Subtitles | أو ربما أنت الذي تتمنى لو كان بمقدورك البدء بالبكاء |
ben de ağlamaya başladım ve babası da ağlamaya başladı. Hepimiz ağlıyorduk. Babası | TED | وانا بدأت بالبكاء, ومن ثم والدها بدأ بالبكاء ايضاً وكنا جميعا نبكي. لم يتوقع |
Özellikle böyle bir günde işini yaptığı için ona teşekkür etmeye çalıştım, ama ağlamaya başladım. | TED | حاولت أن أشكره لقيامه بعمله في ذلك اليوم بالذّات، لكنني بدأت بالبكاء. |
Baş aşağı tuttuğunda ağlamaya başlardı. | TED | وعندما كنت تمسكها رأسًا على عقب، فإنها تبدأ بالبكاء. |
ben geri dönüş yapana kadar teselli olmaz biçimde aralıksız ağlamaya başladı. | TED | أجهش بالبكاء وظل يبكي دون توقف إلا عندما عدت أدراجي مجدداً، |
Büyükannesinin arka bahçesindeydi, birşey gördü ve ağlamaya başladı. | TED | كانت في الفناء الخلفي بمنزل جدتها، عندما رأت شيئا جعلها تشرع بالبكاء. |
Rüyamda o sebzeleri görmek beni çok hüzünlendirdi o yüzden ağlamaya başladım. | Open Subtitles | مشاهدة هذه الخضروات في الحلم جلعتني حزينه لذلك بدأت بالبكاء |
Sanırım kapıyı açık bırakırsak, gelenleri...ya da çocukları ağlamaya başlarsa duyabiliriz... | Open Subtitles | إن تركنا الباب مفتوحاً، أعتقد أننا تستطيع سماع إن كان أحد آتٍ إلينا، أو إن بدأ أحد الأولاد بالبكاء |
Eğer ağlamaya başlarsan Bonnie, Tanrı yardımcım olsun seni pataklarım. | Open Subtitles | إذا بدأت بالبكاء ,بوني, ساعدني يا إلهي,سأقوم بضربك. |
Çocukken bile, ağlamaya başladığımda kendimi durduramazdım. | Open Subtitles | منذ أن كنت طفلة ، عندما أبدأ بالبكاء ، لا أستطيع التوقف. |
Scarlett, bence bir ağlama krizinin eşiğindesin. | Open Subtitles | أتعلمين يا سكارليت، أظن أنكِ على وشك الإنتحار بالبكاء |
Parayı o kadar çok istiyorum ki içimden ağlamak geliyor. | Open Subtitles | أفتقده كل يوم في حياتي و هذا يجعلني أريد أن أشرع بالبكاء انت مثير للشفقة |
İstediğin kadar ağla ama ben yine de söyleyeceğim. | Open Subtitles | بامكانك الاجهاش بالبكاء على نفسك، سأقولها لك على أي حال |
Biz diğer çiftler gibi ağlayarak sıkılarak ayrılmak istemiyoruz. | Open Subtitles | لن نكون حفلتنا مملة ومحملة بالبكاء و الانتحاب كما الحال عند آي زوجين تافهين |
Karşımda oturmuş acı içinde ağlıyor ve yardım etmem için yalvarıyordu. | Open Subtitles | لقد كانت تجلس أمامي فبدأت بالبكاء, وتوسلت بي لمساعدتها |
Senin için deli oluyor. Olanları duyunca sürekli ağladı. | Open Subtitles | انها مغرمة بك، لقد استمرت بالبكاء عندما سمعت ما حدث |
Koca yetişkin hayatımda bir kez olsun ağlamadım şimdi sırf sizin yüzünüzden Ağlayacak değilim. | Open Subtitles | لم أبكِ ولا مرة في كامل سنوات رشدي ولن أبدأ بالبكاء الآن بسببك |
-Yazımı yetişrtiremeyince editörüme ağlar gibi yapmıştım. | Open Subtitles | تظاهرت بالبكاء للمحرر عندما فاتني موعد تسليم المقال |
Çarçur edilen nimetlere gözyaşı dökmenin bir anlamı yok. | Open Subtitles | حسناً ، لا إحساس بالبكاء من فبل الهدايا المبذرة |
Dışarı çıktığımda... şu tepede çalışan bir kadın vardı... ve sürekli ağlıyordu. | Open Subtitles | ، وعندما خرجت كانت تلك المرأة التي تعمل على التلة وقد استمرت بالبكاء |
Bir anda her şeyi paramparça ediyorsun sonrasında da ufak bir kız gibi ağlıyorsun. | Open Subtitles | .. في لحظة واحدة حطمتي كُل شيء وبدأتي بالبكاء كطفلة صغيرة |
Açıkçası sorun değil. Ben de olmadık yerlerde ağlarım. | Open Subtitles | إنه ليس كذلك بصدق، إنني أقوم بالبكاء الأماكن الغير مناسبة طوال الوقت |
- Amin. Bazen ne kadar mutlu olduğumu düşününce ağlayasım geliyor. | Open Subtitles | أحياناً أرغب بالبكاء بالتفكير كم أنا سعيدة |
Üçüncü cümlede, gözyaşları içindeydi. | TED | و عند الجملة الثالثة بدأت المرأة بالبكاء. |