ülkedeki tüm arşivleri araştırdım ve neyi hiç bulamadım biliyor musun? | Open Subtitles | بحثت في كل أرشيف بالبلاد أتعلمين مالذي لم أجده على الإطلاق؟ |
İster inan ister inanma ülkedeki bütün alan kodlarını bildiğini iddia eden bir adam var. | Open Subtitles | أحد الرّفقاء، صدّق أو لا تصدّق يحفظ عن ظهر قلب جميع الأرقام البريديّة بالبلاد |
Çünkü en son kontrol ettiğimde ülkenin suç oranı en düşük beşinci bölgesiydiniz. | Open Subtitles | لأنه في أخر مرة تفقدت ذلك أنتم لديكم خامس أخفض معدل جريمة بالبلاد |
Nijerya nüfusunun on binde biri; ülkenin gayri safi yurt içi hasılasının yüzde 75'ine denk gelecek refahı kontrol ediyor. | TED | وواحد من مائة بالمائة من سكان كينيا يسيطرون على ثروة تساوي 75 بالمائة من الناتج المحلي الإجمالي بالبلاد. |
Charlotte soygunundan sonra, Prens bu ülkede bulunan, kasalarındaki tüm birikimlerini geri çekmiş. | Open Subtitles | بعد عملية الأقتحام . . الأمير سحب كلّ ملكياته من جميع صناديق المؤتمنات بالبلاد |
Charlotte soygunundan sonra, Prens bu ülkede bulunan, kasalarındaki tüm birikimlerini geri çekmiş. | Open Subtitles | بعد عملية الأقتحام . . الأمير سحب كلّ ملكياته من جميع صناديق المؤتمنات بالبلاد |
Bu bir çeşit mafya zirvesi! ülkedeki her mafya ailesi burada olsa gerek. | Open Subtitles | إنها تبدو كقمة للمافيا جميع العائلات الإجرامية بالبلاد هنا |
Bu herif elimizden kaçacak olursa ülkedeki hiçbir çocuk güvende olmayacak. | Open Subtitles | إن أفلت أولئك الخاطفون من العدالة، فلن يكون هناك طفل بالبلاد بمأمن. |
Ben de ülkedeki en büyük bilimsel beyinleri toplamaya devam ettim. | Open Subtitles | لذا واصلت القيام بجمع أبرز العقول العلمية بالبلاد. |
ülkedeki en iyi bilim insanlarını toplamaya devam ettim. | Open Subtitles | لذا واصلت القيام بجمع أبرز العقول العلمية بالبلاد. |
ülkedeki en iyi doktoru buldum--Dr. Rubenstein. | Open Subtitles | اذا لقد وجدت افضل طبيب بالبلاد الطبيب روبنسون |
Bu, marketleri ülkenin en yüksek resmi kanallarına göstermek ile ilgili. | TED | وبربط هذه الأسواق مباشرة بالقنوات الرسمية العليا بالبلاد. |
Yapsalardı kesin hızla iflas ederdik ama ülkenin matematik becerisi krizini çözmüş olurduk. | TED | وإذا فعلوا، فبالطبع سوف نفلس سريعًا، ولكننا سنكون قد حللنا أزمة مهارات الرياضيات بالبلاد. |
Son 5 yılda iki ayrı çeteyi de bünyesine katmış. - ülkenin en hızlı genişleyen çetesi. - Hodge'un ofisine gidin. | Open Subtitles | قام بضم عصابتين أخرتين لعصابته بالسنوات الـ 5 الماضية، إنها العصابة الأسرع نمواً بالبلاد |
Düşünüyorum ki dandik başlangıcında seni izlemem için ülkenin en iyi şirketini bırakmamı istiyorsun. | Open Subtitles | رأيي هو، أنك تطلب مني مغادرة إحدى أكبر الشركات بالبلاد لألحق بك إلى إحدى الشركات المبتدئة. |
40 metre altında araştırma geliştirme laboratuvarlarıyla dolu ülkenin en büyük özel taktiksel eğitim merkezi gemi simülatörleri ve iki tane uçak pisti bulunuyor. | Open Subtitles | أنت على مسافة 150 قدم أسفل أحد أكبر مراكز التدريب التكتيكي الخاصة الموجودة بالبلاد مع وجود مُختبرات للبحث والتطوير |
O askerleri kurtarma görevine başladığımızdan beri ona "o ülkede" önemli biriymiş gibi davranmak zorundayız. | Open Subtitles | بينمانرسلفريقبمهمةلإنقاذأولائكَالمارينز، فعلينا أن نعامله كأصل عامل بالبلاد. |
O zamandan beri bütün ülkede dolaşıp sonu gelmeyen işlere girmiş ve yüz bin dolar borca girmiş. | Open Subtitles | مُذ ذلك الحين، لم تنجح بأيّ وظيفة بالبلاد و تكدّس عليها مئات الديون |
Rehineciler serbest kalırsa bu ülkede hiçbir çocuk güvende olmaz. | Open Subtitles | إن أفلت أولئك الخاطفون من العدالة، فلن يكون هناك طفل بالبلاد بمأمن. |
Çünkü vizesinin süresinin dolduğunu ve bu ülkede kaçak olarak bulunduğunu kendisi söyledi. | Open Subtitles | لأنه اخبرني بنفسه أن فيزته أنتهت وانه مقيم بالبلاد بشكل غير شرعي |
Ne halk ne toplum ne de Ülke. | Open Subtitles | لم يهتموا بالشعب ولا بالمجتمع ولا بالبلاد |