Trampetler ve marşlar eşliğinde... bir tabut, bir bayrak ve onu yağmurdan koruyan plastik muşamba... | Open Subtitles | طبول مكبوتة و موسيقى جنائزية تابوت و علم مغطى بالبلاستيك لحمايته من المطر |
Ev sahibiminizin cesdini bulduk. Bıçaklanmış ve plastik torbaya sarılmış şekilde. Hadi kapıyı açın. | Open Subtitles | وجدنا جثة الرجل , مغطى بالبلاستيك , افتحي |
Fahiş fiyata plastiğe sarılı meyve ve çiçek satan... ..Koreli manavların canı cehenneme. | Open Subtitles | تبا للكوريين الباردين ، مع اهرامهم الغالية من الفواكة ونباتاتهم و وورودهم الملفوفة بالبلاستيك |
Ceset plastiğe sarılarak ya da bir leğenin içinde taşınmalıydı. | Open Subtitles | يمكن أن تكون الجثة قد لفّت بالبلاستيك أو نقلت في حوض |
Ve evi plastikle ve özel bir havalandırma sistemiyle kapladılar çocukluğumu ve ergenliğimi evde geçirdim. | Open Subtitles | و لذا قامت أمي بسد جميع المنافذ في البيت بالبلاستيك و ركبت نظام تهوية خاص و أمضيت ما تبقى من طفولتي و مراهقتي في المنزل |
Anneannelerin mobilyalarını neden plastikle kapladıklarını şimdi çok daha iyi anlıyorum. | Open Subtitles | لدي مفاهيم جديدة بالكامل عن سبب تغطية أثاثهِم بالبلاستيك توقّف عن ذلك |
Karavanı naylonla kaplayıp onu öldürecek ve cesedini araziye gömecek! | Open Subtitles | سيغطي الشاحنة بالبلاستيك سيقتلها ويأخذ جثّتها إلى موقع دفن النفايات |
Yumuşak plastik bulaşmak için sert darbeler gerektirmez. | Open Subtitles | ممزوج بالبلاستيك والبلاستيك الناعم لا يتطلب إصطدام سرعة عالية للذوبان |
North Shore lisesinde onları Plastikler diye çağrıyorlar, ve Mandi Weatherly bir numaralı plastik. | Open Subtitles | في نورث شور يلقبون بالبلاستيك وماندي ويذرلي كانوا الاولى بين البلاستيك |
Yani sırf benden yapmacık bir jest alabilmek için sabahtan beri parçalanmış plastik dolu bir çantayla geziyorsun. | Open Subtitles | لقد كنتِ تحملين حقيبة مليئة بالبلاستيك المُقطع طوال الصباح فقط من أجل أن تحبكى هذه المسرحية. |
Son akşam yemeğimi plastik kaplar içinde yiyeceğimi hiç beklemezdim. | Open Subtitles | لم أتخيَّل أبداً أن عشائي الأخير سيكون ملفوف بالبلاستيك |
Tabi, ama onların hepsi plastik ambalajda ve bir tanesinde 3 tane. | Open Subtitles | نعم ولكنها مغلفة بالبلاستيك وتأتي في مجموعة من ثلاث كتب |
Belki klor, çarşaftaki çamaşır suyu ya da bardağın sarıldığı plastik gibi kokması yüzündendir. | Open Subtitles | ربما بسبب رائحة الكلور والمبيض المستخدم على الشراشف .. والكؤوس المغطاة بالبلاستيك. |
Şüpheli doğanın onu ortadan kaldırmasını sağlayabilirdi, ama onu plastiğe sarmış. | Open Subtitles | ربـــما قد غـــادر المجمــــوعة لكنه كــان ملفوف بالبلاستيك |
Atık alanında plastiğe sarılı bir ceset daha bulduk, | Open Subtitles | وجدنا جثة اخرى في موقع التخلص منــهــا، ملفوفة بالبلاستيك |
Çantasında para dolu bir zarf var ve plastiğe sarılmış. | Open Subtitles | ظرف من المال في حقيبتها ملفوف بالبلاستيك |
Julie plastiğe sarılmıştı. Düzenliydi. | Open Subtitles | محق جولي كانت ملفوفة بالبلاستيك ذلك أنيق |
Ayrıca yeterince terlersen plastikle kaplı koltuklarında sanki suda kayıyormuş gibi olursun. | Open Subtitles | بالاضافة ان تعرقت بما يكفي أثاثها المغطى بالبلاستيك يصبح كركوب المنزلق |
Hayır, bilmiyoruz, ama sayko evi plastikle kaplamış. | Open Subtitles | لا .لانعرف أنه مختل عقليا يخبئ وجهة بالبلاستيك |
Vücudunu naylonla sarıp masaya bağlamam için bana birkaç saat veriyor. | Open Subtitles | يمنحني بضع ساعات لألفّ جسده بالبلاستيك وأقيّده إلى هذه الطاولة |
Vücudunu naylonla sarıp masaya bağlamam için bana birkaç saat veriyor. | Open Subtitles | يمنحني بضع ساعات لألفّ جسده بالبلاستيك وأقيّده إلى هذه الطاولة |
Yaptığım şey yine aynıydı, nefesimi tutup çok çok yavaş çalışarak Plastiği işledim, kestim. plastik daha farklı davranıyor. | TED | وما فعلته هو نفس العملية وهي حبس نفَسي والعمل ببطء شديد... التلاعب بالبلاستيك وقصه لأنه يتصرف بطريقة مختلفة |