dokuz yaşında bir çocuk 11. koridorda çapalı külotunu giymeye yelteniyor. | Open Subtitles | الامن طفل بالتاسعة من عمره يبدل ملابسه الى الملابس الداخلية بالمراسي |
dokuz on yaşlarında babam, amcam ve öğretmenimden işkence görmedim. | Open Subtitles | بالتاسعة او 13 مِن قِبل أبي عمّ أَو خادم |
dokuz yaşında biri için oldukça uzun bir süre. | Open Subtitles | ستعطيها عاماً آخر وقت طويل لفتاة بالتاسعة |
dokuz yaşında ölümü bekleyen bir kızın kalbinde hastalığıyla alakası olmayan bir tümör var... | Open Subtitles | فتاة بالتاسعة بسرطان قاتل لديها ورم حميد ينمو في قلبها |
dokuz yaşında Hawaii'de geçirdiğimiz tatili hatırlıyorum. | Open Subtitles | أنا أتذكر العطلة عندما كنتُ بالتاسعة و ذهبنا الى هاواي |
dokuz yaşımdayken babam, rüzgar direnci azalsın diye beni sünnet olmaya zorladı. | Open Subtitles | عندما كنت بالتاسعة ابي اصر على ختاني لاقاوم الريح |
dokuz yaşındayken ailem ortadan kayboldu. | Open Subtitles | لقد أختفى والدي عندما كنت بالتاسعة فى العمر |
Kizin dokuz yasindan beri bu ameliyati istedigini, ertelemesi için onu ikna ettiklerini ve onun hiç korkmadigini | Open Subtitles | ترغب بهذه العملية منذ كانت بالتاسعة و أنهم أوصوا بأن تقوم بتأجيلها قليلاً و كيف أنها لم تكن خائفة |
Picasso resim yeteneğini dokuz yaşındayken bulmuş. | Open Subtitles | داكوسيف اكتشف موهبته في الرسم عندما كان بالتاسعة |
Ya da dokuz yaşındayken Playboy'dan yırttığınız fotoğraf. | Open Subtitles | أو صورة مشوهة عن مجلة بلي بوي عثرت عليها و أنت بالتاسعة من عمرك |
Aşırı dozdan öldüğünde dokuz yaşındaydım. | Open Subtitles | كنت بالتاسعة حين ماتت بسبب جرعة دواء مفرطة |
dokuz yaşında olduğumuzu hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتتذكرين عندما كنا بالتاسعة حسب ما اعتقد |
Sen dokuz yaşındaydın, bense sekiz buçuk. | Open Subtitles | تعني عندما كنت أنت بالتاسعة وأنا أبلغ الثامنة و النصف |
Ben dokuz yaşındaydım, sen sekiz buçuk ve Thompson'ın çocuklarıyla giderdik. | Open Subtitles | عندما كنت بالتاسعة و أنتِ بالثامنة و النصف و كنا قد ذهبنا مع أطفال طومسون أتذكرين؟ |
O dokuz yaşındayken babası kaza geçirmişti. Onu babam yetiştirdi. | Open Subtitles | مات والده بحادث عندما كان بالتاسعة من عمره، وقامت عائلتي بتربيته. |
dokuz yaşımdan beri annem ve büyükannem için yemek pişiriyorum. | Open Subtitles | لقد كنت اطبخ لأمي وجدتي منذ كنت بالتاسعة |
Eminim Steve Holt'un dokuz yaşında olduğunu söylemiştir. Onu gördüm, 50 yaşında gösteriyordu. | Open Subtitles | أراهن أنه يتظاهر بأن ستيف هولت بالتاسعة لكنني رأيته قبل فترة، ويبدو كأنه في الخمسين |
486'yı kullanıp elektrip şirketini hackleyerek sokağın elektriğini kestiğimde dokuz yaşında falandım. | Open Subtitles | كنت بالتاسعة تقريبًا حين استخدمت حاسوبه لإختراق شركة الكهرباء و قطعها عن شارعنا |
Dur lütfen artık! dokuz yaşındayım daha. Çok fena ısırıyor! | Open Subtitles | أرجوكِ، توقفي إنّي فقط بالتاسعة من عمري، إنها تعضني |
Belki de 29 yaşında yepyeni sorunlarıyla bir genç kız. | Open Subtitles | من الأرجح فتاة عزباء بالتاسعة والعشرون من عمرها بمشاكل جديدة |
Annem hep böyleydi. "Akşam dokuzda evde ol. Hafta sonları çıkamazsın. | Open Subtitles | تريد أن أعود يومياً بالتاسعة مساءً ممنوع الخروج بالعطلات أو ممارسة الرياضة |
Biri sorarsa 19 yaşındasın. | Open Subtitles | عندما يسأل أحداً, أحتاج منكِ أن تقولين بأنك بالتاسعة عشر. |