ويكيبيديا

    "بالتجارة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • ticaret
        
    • ticaretle
        
    • ticaretiyle
        
    Bu adamların iç ticaret olduğuna bahse girer misin? Open Subtitles بكم تراهن أن هؤلاء الرجال يعملون بالتجارة
    Kız alıp-vermelerine, ticaret yapmalarına, hatta pazarlardan yiyecek almalarına bile izin vermemişlerdir. Open Subtitles لم يُسمح لهم بالتزاوج لم يُسمح لهم بالتجارة لم يُسمح لهم حتى بشراء الغذاءِ من الأسواق المحلية
    Evet, Vaysiya'ya, -temelde ticaret işinde olan gruba- ait olup olmadıklarını. Open Subtitles نسألهم هل ينتمون إلى طائفة الفايسيا و هي الطائفة التي تعمل بالتجارة
    Açık olmak gerekirse, bu ticaretle ilgili. TED لذا لنكن صريحين; إن الأمر يتعلق بالتجارة.
    Dayısı ticaretle uğraşıyor ve Cheapside'da yaşıyormuş. Open Subtitles خالها, لقد أخبرتنى أنه يعمل بالتجارة ويسكن فى الجزء الفقير من المدينة
    Sydney yerel elmas ticaretiyle ilgilenen bir Rus moda tasarımcısı olarak gidecek. Open Subtitles سيدني) ، ستدخل على أنها) مُصمّمة أزياء روسيّة مُهتمّة بالتجارة المحليّة للماس
    Padişah ticaret biliyor, savaşmayı biliyor, politika biliyor. Open Subtitles ‫جلالة الملك خبير بالتجارة‬ ‫وخبير بالقتال‬ ‫وخبير بالسياسة‬
    Japonlar iç ticaret ile daha az ilgileniyorlar. Open Subtitles و اليابانيين لا يهتمون بالتجارة الداخلية
    Kuzen, bugüne kadar, inancı güçlü bir adam oldum, ticaret yaptım... Open Subtitles ابن عمه، حتى يومنا هذا، بينما أنا رجل إيمان قوي، لقد عملت بالتجارة نجارا.
    Sanki saygınlığı paramparça olmamış gibi ticaret edip sosyalleşiyor. Open Subtitles يُسمَح له بالتجارة و الإختلاط إجتماعيًا كما لو أن نزاهته ليست في حالة يرثى لها
    Japonyada ticaret yapma hakkına sahip olan tek Avrupalılar Felemenklerdi. Open Subtitles الهولنديون هم الأوروبيين الوحيدين المسموح لهم بالتجارة في اليابان.
    Borçlar geri ödenebilir, eğer burada yeniden ticaret yapılacak günler gelirse şu anda her kim bunun için dönüyorsa hala çok uzak görünüyor. Open Subtitles الديون التي تطلب الرد بالتجارة هنا إذا ما أرادوا دفع الثمن التجارة التي تعود في اللحظة
    Çin'deyken çok fazla ticaret yaptı. Open Subtitles صنع الكثير بالتجارة بينما كان في الصين.
    Osmanlılar uluslararası ticaretle ilgilenmiyorlardı, Amerika kıtalarını görmezden geldiler ve sonunda bölgelerinde kısıtlı kaldılar. Open Subtitles لم يهتم العثمانيون بالتجارة الدولية، لم يفتحوا أعينهم على الأمريكتين وكان مصيرهم الطويل أن تسقطهم الريفية
    Bundan böyle ticaretle daha içli dışlı olacağım. Open Subtitles سوف أنخرط بالتجارة أكثر من الآن فصاعداً.
    Dürüst ticaretle ilgileniyoruz sadece. Open Subtitles نحن فقط مهتمن بالتجارة العادلة
    Clark işe ticaretle başlamıştı ama şimdi çok altını var. Open Subtitles بدأ (كلارك) بالتجارة لكنه أصبح الآن قوياً في مجال الذهب
    Ben marangoz ticaretiyle uğraşıyorum. Kardeşim Jacob da benim yanımda. Open Subtitles لا , أعـمل بالتجارة والنـجارة وأخي "جـاكوب" تحت رعـايتي

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد