İnsanları şok ederek değişime zorlamak yerine, onlara dönüşümsel Değişim hakkında eğitim vermek Değişim uygulamak için her zaman daha iyi bir yoldur. | TED | الآن أنا أعلم أن تعليم الناس هو تغيير انتقالي بدلًا من صدمهم بالتغيير هو دائما وسيلة أفضل لتنفيذ التغيير |
Zamanımızın ve enerjimizin çoğunu bizim içim yapılmamış sistemlerden Değişim talep etmek için güç toplamaya harcıyoruz. | TED | نقضي الكثير من وقتنا وطاقتنا في لتنظيم قوتنا للمطالبة بالتغيير من النظم لم توضع من أجلنا. |
Bir grup genç gelmiş olmalı. Kahkaha sesi duymak, güzel bir değişiklik oldu. | Open Subtitles | مجموعة من الأطفال وصلوا للتو إنه لأمر حسن أن تسمع ضحكة للشعور بالتغيير |
Neden son anda değişiklik yaptığını sorar mısın? Balerini geçen sefer kostüm sepetlerinde nasıl kaçakların yakalandığını anlatırken duymuş. | Open Subtitles | هل يمكن ان تسأله لماذا قام بالتغيير فى آخر لحظة ؟ يقول انه سمع الراقصة تصف كيف |
Çocuklarının gerçek eğitim aldıklarını meslek edindiklerini gördükleri zaman aileler de değişmeye başlıyorlar. | TED | عندما يشاهدون أطفالهم يحصلون على تعليم حقيقي، يحصلون على وظيفة حقيقية، يبدأون بالتغيير. |
Bu kent, bizleri umursamaz. Ve değişmeye devam edecektir. | Open Subtitles | هذه البلدة لا يمكن أن تبالي بنا راقبوا وحسب، وستستمر بالتغيير |
Öğrendiğim ilk şey: Anlatıyı değiştir ve kontrol et. | TED | فالدرس الأول هو : قم بالتغيير والتحكم في القصة. |
Unutmamalıyız ki, tercih her zaman değişime bağlıdır. | TED | الآن، يجب ألا ننسى هذا الاختيار المرتبط دائما بالتغيير |
Bu belgesel filmleri yaparken lanetim şu oldu ki bunların gerçekten Değişim getireceğini gördüm bu yüzden yapmaya devam etmeyi zorunlu hissediyorum. | Open Subtitles | . تعرفون الأفلام الوثائقية رأيت بأنها في الواقع يمكن أن تؤثر بالتغيير |
Yeşil çay severim. Ben de Değişim yapmalıyım. | Open Subtitles | أنا أحب الشاي الأخضر، يجبُ علي أن أقوم بالتغيير. |
Her şey kötü gitmeye başladığında ve ve insanlar seçtikleri liderlere olan güvenlerini kaybettiklerinde, Değişim isteyecekler. | Open Subtitles | وعندما تزداد الأمور سوءاً بحيث أن الناس سيخسرون الثقة في من اختاروهم من القادة, ستبدأ المطالبات بالتغيير |
10 Yaşında araba kullanıyorsun. değişiklik hoşuna gitmiyor. | Open Subtitles | و تقود سيارة عمرها 10 اعوام انت لست جيدا بالتغيير |
Ve bazen değişiklik yapmak istiyorsan biraz ses çıkarmalısın. | Open Subtitles | ،وأحيانًا , لو أردتَ بأن تقوم بالتغيير .ينبغي عليك بأن تثير بعض الضجة |
Zaman zaman değişiklik yapmayı düşünmüşsündür. | Open Subtitles | يجب ان تفكر بالتغيير من وقت لاخر |
Ama senin istediğin her şekilde değişmeye hazırım. | Open Subtitles | لكن أنا راغب بالتغيير في بأيّ شكل ترينه. |
Ama senin istediğin her şekilde değişmeye hazırım. | Open Subtitles | لكن أنا راغب بالتغيير في بأيّ شكل ترينه. |
Ve yarından başlayarak burada da bir şeyler değişmeye başlayacak. | Open Subtitles | و الأشياء ستبدأ بالتغيير هنا . و سأبدأ غداً |
Şimdi üzerini değiştir çünkü kostsüz tek kişi sen olamazsın. | Open Subtitles | نحنا جميعا سنذهب للبار قم بالتغيير لانه لا يمكنك ان تكون الوحيد الذي لا يرتدي زي |
Kusura bakma,üzerini değiştir. Lütfen. | Open Subtitles | اسف , عليك ان تقوم بالتغيير من فضلك |
ama seçilmiş temsilcilerimizi aramalı ve bu değişiklikleri talep etmeliyiz. | TED | يجب علينا أن نتكلم مع ممثلينا المُنتخبين وأن نطالب بالتغيير. |
Bana göre, tüm bunların tek önemli noktası değişimle alakalı. | TED | الآن، بالنسبة لي، فإن أهم نقطة في كل ذلك هي النقطة المتعلقة بالتغيير. |
Eve gidip değiştireyim! | Open Subtitles | يجب أن أعود للمنزل لأقوم بالتغيير |