televizyon ile gönderilen ilk insan olacağım! | Open Subtitles | راقبوني، سأكون أول شخص في العالم يرسل بالتلفزيون |
İçeri giremezsiniz. Babanız kampanyası için televizyon karşısına çıkacak. | Open Subtitles | أنت لا تَستطيعُ الدُخُول ، أبوك يَظهرُ بالتلفزيون لأجل حملته التجارية |
Bunlar kesin Arap. TV'de görmüştüm. | Open Subtitles | اراهن إنهم العرب لقد شاهدت العرض بالتلفزيون هذا ما يفعلونه |
Beyaz önlüklü doktor değilim ama TV'ye çıkıyorum. | Open Subtitles | إننى لست خطيبة و لكننى أمثّل ذلك بالتلفزيون |
Bu göz Televizyonda kendi etrafında dönüyor. | TED | هذه العين تدير نفسها في الأرجاء بالتلفزيون. |
Beni Televizyonda gördün mü? | Open Subtitles | انت شفتني بالتلفزيون انت كنت بالتلفزيون؟ |
Şimdi benim bir kumluğa oda servisi menüsüne ve bir adet de televizyon kumandasına bu sıralamayla ihtiyacım olacak. | Open Subtitles | قائمة خدمة الغرف وجهاز تحكم بالتلفزيون وبخصوص هذه الترتيبات |
Özellikle yeni televizyon çok ilgilerini çekti. | Open Subtitles | هم اثاروا إهتمام شديد بالتلفزيون الجديد. |
televizyon ile ne yapacaksın ki? | Open Subtitles | ان كنت تريد ارباحا جيدة ماذا سوف تفعل بالتلفزيون ؟ |
televizyon pahalı evet ama en etkili araçtır. | Open Subtitles | الاستعانة بالتلفزيون مكلفه ولكن لها الأثر الأكبر |
(Gülüşmeler) Ailem de dâhil olmak üzere, o sabah herkes televizyon karşısındaydı. | TED | (ضحك) تعلق الجميع بالتلفزيون ذلك الصباح، بما فى ذلك والديَّ. |
Hangi televizyon şu kuş sesleri arasında temiz hava solumanın yerini tutabilir? | Open Subtitles | ما المقارنة بالتلفزيون لل ... إلىصوتطائرالممراحالبرّي وتلك شجرة البِيسِيةَ ، |
TV'de canlı gösterilen maçlarda hep sinirli olur. | Open Subtitles | كل شخص يعرف أنه يصبح متوتراً في المباريات المذاعة بالتلفزيون |
Ayrıca burada benimle olsaydı, TV ile ilgilenmeyeceğini söyledi. | Open Subtitles | قال ايضا لو انه هنا معى لن يكون مهتما بالتلفزيون |
Böylece TV'ye koyuyoruz bastırıyoruz yol levhalarına koyuyoruz radyo zamanı alıyoruz; | Open Subtitles | لذلك من الجيد وضعها بالتلفزيون وكذلك وضعها في المطبوعات كذلك من الجيد وضعها بالطرق وكذلك شراء الوقت الإذاعي؛ |
Yani, Bir göz atarım, evet. Ben şu anda... Ben şu anda TV programı yapmıyorum. | Open Subtitles | من الممكن أن ألقي عليه نظرة لكن كما تعلمين لا أعمل بالتلفزيون حالياً |
Seni Televizyonda gördüm. Büyük yarışmayı kazanmaya çalış, tamam mı? | Open Subtitles | لقد رأيتك بالتلفزيون تحاولين كسب مسابقة كبيرة, هه؟ |
...gece de Televizyonda yayınlarız. Tamam mı? | Open Subtitles | سنبدأ الخبر من خلال الراديو ونكمل القصة بالتلفزيون الليلة |
Eğer FBI'dan saklıyorsa, bunu Televizyonda tüm dünyaya açıklamayacaktır. | Open Subtitles | إن كان يخبىء أمراً عن المباحث الفيدراليه سوف لن يعلن عنه للعالم على الهواء بالتلفزيون |
Bu gece Televizyonda 11 haberlerini seyretmenizi. | Open Subtitles | تستطيعى سماع نشرة 11 بالتلفزيون الليلة |
televizyona her çıktığımda, beni çağırıp neler konuşacağımı konuştuğum prodüktörler kadın oluyor. | TED | و دائماً عندما أكون بالتلفزيون فإن المنتج الذي يتصل بي و يتناقش معى حول ما سأقوله يكون إمرأة |