Yani diyorsun ki kaçmayı bırakıp yarı normal bir hayat sürmenin verdiğin bir kararla ilgisi yoktu. | Open Subtitles | مع الرغبة بالتوقف عن الهرب والحياة بشكل طبيعي ؟ |
Bana öyle bakmayı bırakıp onu içeri gönderir misin? | Open Subtitles | هلا تفضلتي بالتوقف عن النظر إلي بهذه الطريقه وارسلتها إلي |
Bazen, biriyle iletişim kurmanın yolu onu düşünmeyi bırakıp kendine odaklanmaktır. | Open Subtitles | احيانا افضل طريقة للتواصل مع احدهم هي بالتوقف عن التفكير بهم و التركيز على نفسك |
Bilemeyeceğin, kontrol edemeyeceğin değiştiremeyeceğin şeyler hakkında söylenmemeni. | Open Subtitles | بالتوقف عن الشكوى مما لا تستطيعين معرفته، أو التحكم به، أو تغييره. |
Sana kendine gelmeni tavsiye ederdim. Bilemeyeceğin, kontrol edemeyeceğin değiştiremeyeceğin şeyler hakkında söylenmemeni. | Open Subtitles | بالتوقف عن الشكوى مما لا تستطيعين معرفته، أو التحكم به، أو تغييره. |
Konuşmayı bırakıp ateş etmek için izin verildi. | Open Subtitles | الأذن بالتوقف عن الكلام والبدء بالرمي قد تم منحه |
Şüpheli olmadan soru sormayı bırakıp emir vermeye başlayacaklardır, Marty. | Open Subtitles | .. ومن دون شاهد، سيقومون بالتوقف عن الأسئلة يا (مارتي) وسيبدؤون بإعطاء الأوامر |