Bir daha böyle bir şey olursa ikiye bölme benim tarafımda mısın diğer tarafta mısın kesin karar ver. | Open Subtitles | ،عندما تُـفكّر بهِ المرة القادمة لا تفكر بالطرفان ،و لكن، كُن واضح من أن تكون بجانبي أو بالجانب الآخر |
Daha açmadan diğer tarafta onun olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | قبل أن أفتح الباب ، علمت أنه يقف بالجانب الآخر |
diğer tarafta birinin olup olmadığını bulmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نقوم بمعرفة إذا كان يوجد أحد ما بالجانب الآخر |
öbür tarafta garnizon var. | Open Subtitles | هناك حامية بالجانب الآخر عشرة آخرين ربما عشرون رجل |
Ama tabi, top diğer tarafa da çarpıyor bu kez, dalgalar oraya vuruyor -- zavallı balıklar bir türlü huzura ve sessizliğe kavuşamıyorlar. | TED | ولكن بطبيعة الحال، تصطدم الكرة بالجانب الآخر لتتموج المياه ولا تجد الأسماك البائسة أي هدوء أو سلام |
Herkesi kuzey yüzden çek, diğer tarafı ara ve ilaçlayacağımızı söyle. | Open Subtitles | أبعد كل شخص عن الجانب الشمالي ثم إتصل بالجانب الآخر و أخبرهم اننا سنستخدم الغاز |
Bundan 500 yıl sonra, diğer tarafla iletişim gayet normal sayılabilir. | Open Subtitles | بعد 500 سنة بالمستقبل قد يكون طبيعياً الإتصال بالجانب الآخر |
Bazen diğer taraftaki güzelliği görmek için korkunun üstesinden gelmelisin. | Open Subtitles | أحيانًا عليك تخطي مخاوفك لترى الجمال بالجانب الآخر |
Ya da "Teyzem bana kuzeninin nehrin diğer tarafında..." "...su birikintisi bulduğunu söyledi." | Open Subtitles | وقالت عمتي أن ابن عمها وجد بركة ماء بالجانب الآخر من هذا النهر. |
Diğer taraftayım. | Open Subtitles | أنا بالجانب الآخر |
Bir zamanlar diğer taraftaydım, hatırladın mı? | Open Subtitles | لقد كنت بالجانب الآخر , أتتذكر ؟ |
diğer tarafta kalıyorum. | Open Subtitles | بالواقع، أن مقيم بالجانب الآخر من الجزيرة. |
diğer tarafta düşündüğünden daha çok dedikodu var. | Open Subtitles | هنالك نميمة أكثر مما تتصورين بالجانب الآخر |
diğer tarafta beklediğimi düşündüğün için beni o kapıdan takip etmenin daha az korkutucu olduğunu düşünüyorsun. | Open Subtitles | مستعداً للاحق بي خلال باب بطريقة ما أقل إخافة لك عالماً أنني سأنتظرك بالجانب الآخر |
Dr. Zoidberg, sizin bilye tankınız da diğer tarafta. | Open Subtitles | والطبيب "زويدبيرغ"، حوضك الرخامي بالجانب الآخر. |
Sydney sadece diğer tarafta. | Open Subtitles | مدينة "سيدني" تقع بالجانب الآخر من العالم |
Kasete göre, moleküllerimize ayrılıp, alt uzayda 2000 ışık yılı mesafeye gönderileceğiz ve diğer tarafta moleküllerimiz tekrar bir araya gelecek. | Open Subtitles | أرسلت 2000 سنة ضوئية عبر حيز الزمن... ونعود للتجسد بالجانب الآخر |
Papazlık öbür tarafta, efendim. | Open Subtitles | بيت القسيس بالجانب الآخر أبتاه |
Ama daha öbür tarafta olup olmadığını bile bilmiyorum. | Open Subtitles | -لستُ أعلم حتّى ما إنّ كانت بالجانب الآخر |
Benim diğer tarafa ulaşmam anlık bir iş. | Open Subtitles | لحظة أو إثنتين وسأكون بالجانب الآخر. |
Sen ayaklarından tut; ben de diğer tarafı tutayım. | Open Subtitles | حسنٌ، أنت امسك قدميه وأنا سأمسك بالجانب الآخر |
diğer tarafla temasa geçip bir açıklama talep etmemi ister misiniz? | Open Subtitles | أتريدني أن أتّصل بالجانب الآخر طلباً لتفسير؟ |
Onu kurtaramasa bile, diğer taraftaki liderimize hizmet etmesi için. | Open Subtitles | على أمل إنقاذ أو خدمة قائدنا الموجود بالجانب الآخر |
Yatak odanın diğer tarafında olsaydın pencere tarafında dikiliyor olsaydın ne görürdün? | Open Subtitles | إن كنتِ بالجانب الآخر من غرفة نومكِ واقفة بجوار النافذة ماذا ستري؟ |
Diğer taraftayım. | Open Subtitles | أنا بالجانب الآخر |
Bir zamanlar diğer taraftaydım, hatırladın mı? Yani. | Open Subtitles | لقد كنت بالجانب الآخر , أتتذكر ؟ |
Dur biraz. Görünüşe göre sokağın karşısındaki şu binada bir ışık var, pencerede bi şey... | Open Subtitles | مهلاً , يبدو بأنّ هناك ضوءاً يصدر من ذلك المبنى بالجانب الآخر من الشارع , شيء عند النافذة |
O zaman karşı taraftaki adamın önceden senin yardımcın olduğunu neden söylemediğin konusuna gelelim. | Open Subtitles | إذاً يمكننا المواصلة، لماذا لم تخبرني بأن الرجل بالجانب الآخر من المعركة كان مساعدك |