Bir süre önce sesin yan duvarlara çarpmasının birkaç yolunu keşfettim. | TED | منذ بعض الوقت، قمت بالتقاط عدة طرق لاصطدام الصوت بالجدران الجانبية. |
Geceleyin çığlık atarak, duvarlara tırmanarak... ve kenara büzülmüş olarak uyanırlardı. | Open Subtitles | فهم يستيقظون في الليل يرتمون في زاوية الغرفة يصرخون, يتشبثون بالجدران |
Sürekli olarak duvarlara çarpan ben değilim. | Open Subtitles | حسنا ليس أنا الشخص الذي يصطدم بالجدران أليس كذلك |
İçerideyken dallar duvara çarpıyordu rüzgar esiyordu. | Open Subtitles | فقط فروع الأشجار كانت تصطدم بالجدران و الرياح... |
duvara falan çarpma sakin, tamam mi? | Open Subtitles | لا تصطدم بالجدران أو ما شابه، حسناً؟ |
duvarlarla çevrili,kapalı bir hamamda asla buradaki gibi hissedemezsin. | Open Subtitles | مع حمام اصطناعيٌّ .. محاطٌ بالجدران سوف لن تقدر أبداً أن تشعر هكذا .. |
Pekala onu bir deli hücresine tıkar ve on sene duvarlara bakmasını sağlarız. | Open Subtitles | نضعه في عنبر مجانين و نجعله يحدق بالجدران المطاطية لعقد من الزمان |
İnsanlar yangın diye bağırdığında minnettardırlar ama minnettar olmadan önce, paniklerler ve duvarlara çarpıp dururlar. | Open Subtitles | تعلم كيف يكون الناس ممتنين عندما تحذرهم من الحريق، لكن قبل الامتنان يرتعبون ويصطدمون بالجدران |
Kafasını duvarlara vurmuş ve kendi yakmak istemişse tabii ki bağlayacaktık. | Open Subtitles | إذا كانت تضرب رأسها بالجدران وتكاد تحرق نفسها بالتأكيد كان علينا ربطها |
Onu çıkardıklarında duvarlara doğru koşmaya başladım. | Open Subtitles | لكن لو قمت بلف قطعة من الورق بطريقة صحيحة ستصبح حادة حينما أخذوها مني بدأت أصدم بالجدران |
Savaşçılarımız duvarlara akın edecek ve hepimiz namımıza nam katacağız. | Open Subtitles | محاربينا سيعصفون بالجدران وسوف نكتسب أوسع صيت. |
Eğer kemanı çalmaya başlarsam bu salonu dolduracak bir ses alanı üretirim ve önünde sonunda bu ses alanı yan duvarlara çarpar ve tüm mekâna dağılmış olur. | TED | إذا كنت سأبدأ العزف على الكمان، سأولد حقلًا صوتيًا سينتشر في هذه القاعة. وفي مرحلة ما، حقل الصوت هذا سيصطدم بالجدران الجانبية وسينتشر في كل مكان. |
Yani, elbette o iğrenç bir katil, ama aynı zamanda duvarlara tosluyor. | Open Subtitles | "أعني أنّه قاتل شنيع بالتأكيد ولكنه يصطدم بالجدران أيضاً" |
Yani, elbette o iğrenç bir katil, ama aynı zamanda duvarlara tosluyor. | Open Subtitles | "أعني أنّه قاتل شنيع بالتأكيد ولكنه يصطدم بالجدران أيضاً" |
Belki de sadece duvarlara ya da bir kayıt cihazına kazınan anılardır. | Open Subtitles | أو ذكريات محفورة بالجدران كشريط التسجيل |
Pekâlâ, duvarlara hayransanız güzel bir gün. | Open Subtitles | نعم -هذا يوم مهم إذا كنت معجبا بالجدران |
Kafanı duvarlara mı vuracaksın? | Open Subtitles | تضربي رأسكِ بالجدران ؟ |
duvara falan çarpma sakın, tamam mı? | Open Subtitles | لا تصطدم بالجدران أو ما شابه، حسناً؟ |
Örneğin, duvara bakıp durursun. | Open Subtitles | وأنت تحدق بالجدران... |
Arazi duvarlarla çevrili ve tarikatın katı kuralları var. | Open Subtitles | المجمع مُحاط بالجدران والطائفة تُمارس طاعة صارمة. |