Antidepresan aldıklarını sanıyorlardı ama gerçekte onlara çiçek virüsü yapılıyordu. | Open Subtitles | وهم يظنونَ أنهم يحصلونَ على مضادات الكآبة لكنهُ يحقنهم بالجدري |
Ve bu hastalığın tedavisinin başlangıcı en beklenmeyen yerden geldi, süt sağan kızların çiçek hastalığına yakalanmadığını fark eden bir mandıra çiftçisi. | TED | بداية العلاج للوباء أتت من أقل المصادر توقعًا، مربي مواشٍ لاحظ أن العاملات بالحلب لا تمرضن بالجدري. |
Sanki onlardan bana çiçek virüsü bulaştırmalarını istemişim gibi bunun yerine, ne bileyim doğum kontrol yöntemi. | TED | شعرت بأنني أطلبهم حقني بالجدري بدلًا من، لاأعلم، الحصول على منع الحمل. |
- çünkü su çiçeği çıkarıyordum, seni ahmak. | Open Subtitles | عجزت عن الخروج لإصابتي بالجدري أيها الفاشل |
İki kaynaktan öğrendiğime göre başrol oyuncunuz su çiçeği olmuş. | Open Subtitles | لدي مصدران يخبرانني ان صاحب الدور الرئيسي لديك بمنزله مصاب بالجدري |
Doktor, biz... oğlumuzu suçiçeği geçiren bir arkadaşının yanına kasıtlı olarak gönderdik, erken yaşta atlatsın diye. Vauv. | Open Subtitles | أيّها الطبيب، أرسلنا ابننا عمداً لينام لدى صديقه المُصاب بالجدري كي يلتقط العدوى في الصغر |
Ya da suçiçeği olan birisi. O'da, senden daha iyi bir bebek bakıcısı olabilir. | Open Subtitles | أو شخص مُصاب بالجدري جميعهم أفضل منك كجليس أطفال |
Dünyadaki en son çiçek hastalığı vakasına şahit oldum. | TED | لقد حدث أن شهدت آخر إصابة بالجدري في العالم. |
O yılda, çiçek hastalığı 34 ülkeyi etkilemişti. | TED | في ذلك العام، كان هناك 34 دولة متأثرة بالجدري. |
çiçek hastalığı geçirdiğini söyle. | Open Subtitles | قولي له أنة مصاب بالجدري و سيتم عزلة لثلاثة أشهر |
Neden bahsediyor? Kim de çiçek hastalığı var? | Open Subtitles | ما الذي يتحدث عنه من هو المصاب بالجدري ؟ |
Ailesine çiçek hastalığı olduğunu söylerim. Var zaten. | Open Subtitles | أخبروا والديه فقط أنه لا يمكنه الخروج لإصابته بالجدري |
Evliliğinin üzerinden bir süre geçmiş, kendisi savaştayken bir mektup almış, karısının çiçek hastalığına yakalandığı ve bir daha düzelmemek üzere şekilsizleştiğini öğrenmiş. | Open Subtitles | بعد سنوات قليلة بينما كان في قتال ببعض الحروب سمع أن زوجته قد اصيبت بالجدري وكانت قد تشوهت |
Bunun acısını çekmek çiçek hastası olmaktan iyidir. | Open Subtitles | لكن القليل من الألم أفضل من الأصابة بالجدري أليس كذلك ؟ |
Son binecek erkekte su çiçeği var. | Open Subtitles | واحد فقط مريض بالجدري ، سيكون آخر من يترجل |
9 yaşındayken su çiçeği geçirmiş. | Open Subtitles | أصيب بالجدري عندما كان بالتاسعة |
Bart, bu testten kaçmak için, su çiçeği oldun, dalgıç hastalığı ve talihsiz bir şekilde kısa süreli kuduz oldun. | Open Subtitles | (بارت) تهربت من هذا الإختبار لأنك مصاب بالجدري والحساسية وداء الكلب |
Bu, ben su çiçeği geçirdiğimde, sen de Darnell'i düdüklerken. | Open Subtitles | تلك تمثّل اصابتي بالجدري ...وأنت كنت (تمارسين الجنس مع (دارنيل |
İkimiz de suçiçeği olmuştuk. Annem partiyi iptal etmek zorunda kalmıştı. | Open Subtitles | كلانا مرض بالجدري و اضطرت أمي لإلغاء الحفلة |
Ay'a gitmem gereken zamandan birkaç gün önce, baban okuldan suçiçeği kapmış halde eve geldi. | Open Subtitles | قبل بضعة أيام من ذهابي إلى القمر رجع أبوك الى المنزل من المدرسة مصاب بالجدري المائي |
Giysilerinin bir çoğu kızamık geçirmemiş. | Open Subtitles | قالت أن معظم ملابسها لم تصاب بالجدري أيضاً |