ويكيبيديا

    "بالجلوس" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • oturun
        
    • otur
        
    • Oturmak
        
    • oturup
        
    • Otursana
        
    • Oturabilir
        
    • oturarak
        
    • oturur
        
    • Oturmaz
        
    • sandalye
        
    • otururken
        
    • oturmasına
        
    • şöyle
        
    • oturmuş
        
    • oturmayı
        
    oturun lütfen. Bir mikrofon alabilir miyim? Bunun için mikrofon değiştireceğim. TED تفضل بالجلوس هل يمكنني الحصول على الميكروفون؟ سأقوم بتغيير ميكروفون لهذه
    Şimdiye dek aldığım en heyecan verici iltifat. Gelin, oturun. - Çay ister misin? Open Subtitles هذه أرق مجاملة تلقيتها تعالِ وتفضلي بالجلوس
    Bay Janoth bundan çok rahatsız oldu.' Görüşlerinizi duymak isteyecek. oturun beyler, oturun. Open Subtitles ان السيد جانوث حزين جدا, ويريد افكار جديدة تفضلوا بالجلوس يا سادة
    Üzgünüm, Marie. Dinle, sen de otur. Sana soda getireyim. Open Subtitles آسفة يا ماري ، تفضلي بالجلوس سأحضر لك بعض الصودا
    Benim küçük tüylü canavarımın seni sıkmasına izin veme. otur hadi. Open Subtitles . لا تجعل وحشي الضئيل الثائر يزعجك تفضل بالجلوس
    Tüm gün bir teknede Oturmak seni mutlu edecek mi? Open Subtitles هل أنت متاكد أنك ستكون سعيداً بالجلوس بالمركب طوال اليوم
    Hediyeniz için teşekkürler efendim. Buyurun oturun Iütfen. Open Subtitles شكرا لك على ما سبق، يا سيدي تفضل بالجلوس
    Tabii, ama önce kahvenizi için. Lütfen oturun. Open Subtitles حسناً , ولكن اشرب القهوة أولاً تفضل بالجلوس
    - Sayın Büyükelçi. - Günaydın. oturun lütfen. Open Subtitles ـ صباح الخير يا سيادة السفير ـ صباح الخير، تفضلا بالجلوس
    İskemlelerin üzerinde isimlerinizi bulabilirsiniz. Lütfen oturun. Open Subtitles ستجدون أسماءكم بجانب أماكن جلوسكم ، من فضلكم تفضلوا بالجلوس
    oturun. İkinci koltuk bir kaç saniyede hazır olur. Open Subtitles تفضل بالجلوس, الكرسي رقم 2 سيجهز بعد قليل
    - Hiç değil, Lord Pearson, ...siz İngilizlerin dediği gibi, geç olsun güç olmasın. oturun. Open Subtitles فمن الأفضل أن تأتي متأخراً على ألا تأتي أبداً كما تقولون أنتم الإنكليز , تفضل بالجلوس
    Ah, baylar, oturun. Size bir şeyler Open Subtitles آه , أيها السادة تفضلوا بالجلوس هل يمكن أن أقدم لكم ..
    - Şehir içi aramalarını ben halledebilirim, gerçekten de. - Yoo, gel otur, tatlım. Open Subtitles يمكنني تولّي أمر المكالمات داخل المدينة، حقاً كلا، تفضلي بالجلوس يا عزيزتي
    Canını iyice yakmadan azıcık otur da kanının tuzlu tadına bak. Open Subtitles لماذا لا تكتفى بالجلوس هناك وتنزف لفتره قبل ان تتذوق طعم الالم الحقيقى ؟
    Bazı şeyleri açığa kavuşturmalıyız, otur. Open Subtitles على أن أوضح بعض الأمور هنا لذا تفضلى بالجلوس
    Buraya DJ kıçı tekmelemeye geldim. Bu yüzden otur yerine. Open Subtitles أنـا هنـا لألقن الـ "دي جي" درسـا لذا تفضلي بالجلوس
    O masanın arkasında Oturmak nasıl bir duygu Frank? Open Subtitles كيف هو شعورك بالجلوس خلف هذا المكتب , فرانك ؟
    Sarhoş olmasını ve eve yabancılarla gelmesini öylece oturup izledin mi? Open Subtitles هل اكتفيت بالجلوس و مشاهدتها تسكر ثم ترافق الأجانب لمنازلهم ؟
    - Senin yanında biraz oturmamın sakıncası var mı? - Hayır, Otursana. Open Subtitles هل تمانع فى جلوسى معك قليلا لا تفضلى بالجلوس
    Affedersiniz. Buraya Oturabilir miyim? Open Subtitles أرجو المعذرة ، أتسمحي لي بالجلوس هنا؟
    Ama bir çocuğun yanına oturarak onu eğlendirmek üzere olduğumun farkında değildim. Open Subtitles لكني كنتُ على وشك أن أسعد يوم أحد الأطفال ما بالجلوس بجوارهم
    Baylar ve bayanlar... ..acilen koltuklarınıza oturur musunuz lütfen? Open Subtitles سيداتي سادتي هلاّ تتفضلون بالجلوس إلى مقاعدكم بسرعة؟
    Oturmaz mısınız azıcık oturun, oturun hadi Open Subtitles لنصف دقيقة , هل بإمكانك أن تجلس ؟ تفضل بالجلوس , إجلس
    Haydi, kırmızı karıncalarla dolu çimlere kalmadan gidip, birer portatif sandalye kapalım. Open Subtitles تعالي، لنجد كرسي عشب قبل أن نتورط بالجلوس على العشب مع النمل.
    Belge imzalatmak için bile sizi otururken yakalayamıyorum. Open Subtitles إنني أجد صعوبة كبيرة في إقناعه بالجلوس و توقيع الأوامر
    Herkesin oturmasına yetecek kadar yer yoktu. Open Subtitles لـم يـكن هنـاك متـسع يسمح للجميع بالجلوس
    şöyle oturun ben de o hesabı getireyim, olur mu? Open Subtitles تفضلوا بالجلوس و أنا سأتيكم بهذا الحساب حالاً
    Padişah torunu gibi orada oturmuş kendi evimde bana buraya kimi getirip kimi getiremeyeceğimi söylüyorsun. Open Subtitles بالجلوس هكذا كسيدة مهمة لتخبريني في منزلي من يمكنني أو لا يمكنني استضافته هنا
    Tüm hayatım boyunca, ilk sırada oturmayı hayal ettim, oyuncu kulübesinin arkasında. Open Subtitles طيلة حياتي كنت أحلم بالجلوس في الصف الأمامي، وراء السور

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد