Ya beni kim deli ediyor? Sen. Senin topu deliğe sokamaman. | Open Subtitles | انت من سيصيبنى بالجنون يا من لا تستطيع اسقاط الكرة بالحفرة. |
Bana deli diyin ama, bu size bir avukat gibi mi geliyor? | Open Subtitles | اتهموني بالجنون .. لكن ألا يبدو هذا مثل لهجة رجل قانون ؟ |
Moralinin bozulduğunun farkındayım ama kendini telefon bekleyerek deli edeceğine işe dönebilirsin belki. | Open Subtitles | حقا؟ اليس اعرف ان ذلك محبط لكن ربما عوضا عن اصابة نفسك بالجنون |
Delilik iddia et! -İşe yaramıyor! Tamam. | Open Subtitles | ارفعي دعوة الإصابة بالجنون ، الإصابة بالجنون |
Şimdi iyi görünüyor ama, dükkanda çılgına dönmüştü. | Open Subtitles | لقد أصبنا بالجنون في المخزن ، ولكن الآن نحن بخير |
Kesin bir delil yok ama dinî inançları güçlü olanların delillerin incelenmesine bile karşı çıkmaları beni delirtiyor. | Open Subtitles | لا يوجد دليل قاطع على ذلك يُصيبني الأمر بالجنون عندما الأرثوذوكس يرفضون فحص الأدلّة حتّى |
Diğer kadınlar çılgın, hırslı makineler, benim gibi, oluyordu. | TED | وأصبحت النساء الأخريات مصابات بالجنون ، وآلات مقادة مثلي. |
Adamların kafayı yiyip kadınlarını buraya kilitlediğinde böyle şeyleri öğreniyorsun. | Open Subtitles | تتعلم هذة الامور عندما يصاب الرجال بالجنون بسببكم يحبسن النساء |
Sabah koşu yapan biri bulmuş. Köpeği bulunca deli gibi havlamış. | Open Subtitles | أحد المتريضين مر هذا الصباح و قال ان كلبه أصيب بالجنون |
Devasa hoparlörlerden kadınların kahkahalarını verip düşmanı deli etmeye çabalıyorlar. | Open Subtitles | هم يضعون ضحك الامرأة عبر مكبرات الصوت لاصابة العدو بالجنون |
Çoğumuz romantik aşkın ilk evrelerinde biraz deli hissederiz. | TED | معظمنا يشعر بالجنون بعض الشيء في المراحل الأولى من الحب الرومانسي. |
Söylemeliyim ki bu beni deli ediyor. | TED | دعني أخبرك بأن هذا الموقع يصيبني بالجنون, لدرجة. |
Bunu yeterince ileri götürecek olursanız da deli diye etiketlenmeniz an meselesidir. | TED | و ان تماديت في هذا، هذا ببساطة مايوصف بالجنون |
Gazeteler böyle konuştuğumuzu bilse bizim deli olduğumuzu sanır. | Open Subtitles | أذا علمت الصحف أننا نتحدث هكذا سيتهمونا بالجنون,فلماذا تفعل؟ |
Delilik sorgulamasında gündeme geleceğine eminim. | Open Subtitles | انا متأكدة بأنني سأذكر ذلك خلال جلسة اتهامك بالجنون |
Şimdi iyi görünüyor ama, dükkanda çılgına dönmüştü. | Open Subtitles | لقد أصبنا بالجنون في المخزن ، ولكن الآن نحن بخير |
Dip not: Karının muhteşem vücudu beni hala delirtiyor. | Open Subtitles | كلام تافه، أن جسم زوجتك مازال يصيبني بالجنون |
Matthew çılgın, karmaşık bir dünyada yaşıyoruz. | Open Subtitles | ماثيو نحن وبشكل مباشر في عالم مخلوط بالجنون |
Bu dinleyici kitlesi için yazmıyorum, bunu şimdi gösteriyorum, ama bu gerçekten herkese açık olsaydı kafayı yerdim. | TED | لا أكتب هذا للقراء، أنا أعرضها الآن، لكني قد أصاب بالجنون لو كانت متاحة للجميع ليراها. |
En korkunç olanı da, sinirden deliye döndüğünde gülümsemendi. | Open Subtitles | الشيء الأكثر ترويعا كان أنك تبتسمين حينما تشعرين بالجنون |
Hem yanlış, hem de aklını kaçırman için biçilmiş kaftan. | Open Subtitles | لقد كان خطأً هذه أفضل طريقة للإصابة بالجنون |
Bu kız ya gerçekten delirdi, ya da bizimle alay ediyor! | Open Subtitles | هذه البنت قد أصيبت بالجنون ، أو أنها ستصيبنا نحن بالجنون |
Bir nota yüzünden delirmiş. Kafasından atamıyormuş. | Open Subtitles | أصيب بالجنون بسبب نغمة واحدة، لم يستطع عدم التفكير فيها |
Salaklık ve çılgınlık tarihine geçeceği kesin. | Open Subtitles | و هذا عبارة عن متابعة لمسيرة مهنية مليئة بالجنون و الغباء |
Bu dava beni çıldırtıyor. Bütün gece uyumadım. | Open Subtitles | ، سوف أصاب بالجنون من عدم النوم لقد كنت مستيقظاً طوال الليل |
Bazıları nefret edip, delirdiğimi düşünebilir. | Open Subtitles | و أنا أعلم أنك قد تكرهها و تتهمنى بالجنون. |
Dışarıdaki herifleri vursam ve geçici cinnet geçirdiğimi söylesem hikâyemi destekler misin? | Open Subtitles | إذا أرديت هؤلاء الرجال الذي بالخارج وأدعيت بالجنون المؤقت هل ستؤيدين قصتي؟ |
Sen tam bir delisin evlat. | Open Subtitles | أنتَ مليء بالجنون أيها الفتى |