ويكيبيديا

    "بالحديقة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • parkta
        
    • bahçede
        
    • bahçe
        
    • parktaki
        
    • bahçeye
        
    • bahçeyle
        
    • parka
        
    • Park
        
    • Bahçedeki
        
    • parkın
        
    • bahçeyi
        
    • çimleri
        
    • bahçedeydim
        
    • Hayvanat bahçesinde
        
    - Yürüyüşlerimizden birinden sonra satranç takımımı parkta unuttuğumu farkettim. Open Subtitles بعد إنتهاء إحدى مُبارياتنا، إكتشفتُ أنّي تركتُ الشطرنج خاصّتي بالحديقة.
    Etrafınızda kimse yok ve sizin üstünüzdeki parkta çocukların oynadığını duyuyorsunuz, Aşağıda ne olduğundan tamamen habersiz. TED لا يوجد أحد حولك، وتسمتع إلى الأطفال يلعبون بالحديقة فوقك، لا يعون تماماً ما بأسفل.
    bahçede adamı gördüğünüz zaman, herhangi bir baskı altına girdiniz mi? Open Subtitles عندما رأيت الرجل بالحديقة هل كنت تحت ضغط بأيةِ حال ؟
    O zamana kadar başkalarıyla uğraşmak, kendini bir bahçe cücesine adamaktan iyidir. Open Subtitles انه من الأفضل مساعدة الناس خير من الوقوف كتمثال بالحديقة
    Onu araştırdık ve oğlunuzun parktaki video çekimlerinde olduğunu saptadık. Open Subtitles ولقد وجدناه موجود في الفيديو بالحديقة يوم إختطاف شون
    Arka avluya gitmeye korkuyorsan, bahçeye yap. Hadi fıydır gitsin. Open Subtitles إن كنت خائفا، تبول بالحديقة فقط افعلها هناك
    Telegarden çalışırken insanların birbirleriyle nasıl iletişim kurdukları ve bahçeyle ne yaptıkları benim ve öğrencilerimin ilgisini çekiyordu. TED عند عمله، كنت أنا و طلّابي مهتمّين جدّا في كيفيّة تفاعل البشر مع بعضهم البعض وماذا كانوا يفعلون بالحديقة.
    Ben çocukken, geceleyin parka gelir bira içer, bir kızla takılırdım. Open Subtitles ما الذي كانا يفعلانه هنا؟ عندما كنت شابا كنت اتسكع بالحديقة ليلا
    parkta, başını yaslayacak bir omza ihtiyacın vardı ama sana cadı gibi davrandım. Open Subtitles بالحديقة أردت من يواسيك و كنت أنا وضيعة معك
    Çılgınlık tüm gün parkta güvercinlerle konuşmaktır. Open Subtitles لا، الجنون هو التحدث للحمام طوال النهار بالحديقة
    Peki, parkta yürüyüşe çıksak, ve bitki türleri katalogu yapsak? Open Subtitles حسناً , ما رأيكم أن نتنزّه بالحديقة ونقوم بتصنيف أنواع النباتات ؟
    parkta gülüp oynaştık diye daha ileriye götüreceğini sanıyor-- Open Subtitles ولا تظن انه بمجرد أن مرحنا معا بالحديقة ذلك اليوم اقترابك منى الى هذا الحد وهذا القرب حتاج الى
    Sık sık bahçede oturur, aya bakardı. Open Subtitles وكان غالبا ما يقف بالحديقة ويحدق نحو القمر
    bahçede bir sürü zencefil var. Şehriyeyle iyi gider. Open Subtitles هنالك الكثير من الزنجبيل بالحديقة لتأكله
    Bu adam her sabah uyanıyor botlarını giyip, bu bahçede çalışmaya geliyor. Open Subtitles هذا الرجل يستيقظ كل يوم.. يرتدي حذائه ويذهب للعمل بالحديقة..
    O zamana kadar başkalarıyla uğraşmak, kendini bir bahçe cücesine adamaktan iyidir. Open Subtitles انه من الأفضل مساعدة الناس خير من الوقوف كتمثال بالحديقة
    bahçe zamanı sona erdi, bayanlar. Hadi sıraya girin. Open Subtitles انتهى وقت المرح بالحديقة يا سيدات اصطفوا
    Cidden hiç kendime hakim olamıyorum ben ve parktaki simitçi adama söyledim. Open Subtitles بجدية ، لا تحكم لي في نفسي أخبرت بائع البسكويت بالحديقة
    Belki bunların bazılarını ön bahçeye koyarım. Open Subtitles ما رأيك ان نزرع مثل هذه بالحديقة الامامية ، لونها جميل
    Buraya gelmekte neden bu kadar ısrar ettin? bahçeyle Mary ilgileniyor. Open Subtitles لا أعرف لمَ أتيت إلى هنا، فـ"ماري" هي مَن تعتني بالحديقة
    Ara sıra parka gel ve artık yemek bırak, tamam mı? Open Subtitles . دعيني آراك بالحديقة لاحقاً وأحضري معك بعض الطعام , حسناً ؟
    Ben aslında Ulusal Park'a kimyasal dökülmesine neden olmadım. Open Subtitles لم أسبب بالحقيقة .تسرب مواد كيميائية أساسية بالحديقة الوطنية
    Bahçedeki ölü köpekle oynayacağız, hem de mezarını kazmak zorunda kalmadan! Open Subtitles مع الكلب المدفون بالحديقة يا إلهى ليس علينا حتى نبش الجثة أولاً
    Onları kaçırmış olmaktan korkuyordum. Belki parkın yanından geçmişlerdi. Open Subtitles أنا خائف من أن لا نلحقهم ومن انهم كانوا يمرون فقط بالحديقة
    Öğrendiğime göre bir de yemek yapıp, bahçeyi düzenleyecekmişim. Open Subtitles وربما سيتوجب عليّ أن أطهو وأعتني بالحديقة
    Vücudundaki bütün o saçmalıklar baharda çimleri kim bilir ne hâlde getirecek. Open Subtitles الله أعلم ماذا ستفعل كل هذه القوة في جسدها بالحديقة عندما يأتي الربيع
    O öldüğü sırada ben evimde, ön bahçedeydim. Open Subtitles بينما كانت تموت، أنا كنت بالبيت بالحديقة الأمامية
    Fakat gökyüzü keşfi konusunda tüm bu teknoloji ve tüm bu dijital yollar bende hâlâ Hayvanat bahçesinde bir hayvana bakıyormuş hissi uyandırıyor. TED ولكن كل هذه التكنولوجيا وكل هذه الوسائل الرقمية التي تساهم في التعرف على السماء مازالت تشبه مشاهدة الحيوانات بالحديقة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد