Hangi uyuşturucu satıcısı polise saatin kaç olduğunu sorar. Yanında ot dolu bir evrak çantası taşırken, değil mi? | Open Subtitles | أيّ تاجر مخدرات يسأل شرطيا عن الساعة بينما يحمل حقيبة مملوءة بالحشيش ، صحيح؟ |
Adam gelir sana 100$ verir ve ot dolu gazeteyi alıp gider. | Open Subtitles | يأتي رجل إلى هنا، ويعطيك مائة دولار ويرحل بصحيفة مملوءة بالحشيش |
Hey adamım, bize içinde ot olmayan otlu brownie'ler sattın! | Open Subtitles | يا رجل, لقد بعت لنا "براونيز" بالحشيش و لايوجد بداخلها أي حشيش |
Küçük bir esrar keyfi yaşanıyor, görüyorum ve kokusunu alıyorum. | Open Subtitles | تستمتعا بالحشيش قليلاً، انا ارى واشم رائحة. |
Bu kerata da el koyduklarımızdan, çeyrek poşet de esrar vardı içinde. | Open Subtitles | لقد اجتبيتها من عجوز ضُبط بحقيبة ملأى بالحشيش |
Önce esrar kullandı, sonra da bilmiyorum işte. | Open Subtitles | بدأ بالحشيش ، بعد ذلك .. لا أعلم |
Samanla pişiriyor. | Open Subtitles | أنه يطبخ بالحشيش. |
Basit şeyler ama; ot, metamfetamin gibi. | Open Subtitles | لاشئ يستحقّ، يتاجر "بالحشيش و"الميتافيثامين |
- ot satıyorsun, Skillz. - Çok uzun sürmeyecek, be abi. | Open Subtitles | أنت تتاجر بالحشيش ليس لوقت طويل |
ot dolu koli geldi be, ustacaydı. | Open Subtitles | حصلت على طردٍ ملئ بالحشيش مرتب |
Uyuşturucu değil, sadece ot. | Open Subtitles | لا أتاجر بالمخدرات، فقط بالحشيش |
ot satıp kamyonet kullanıyordu. | Open Subtitles | كان يتاجر بالحشيش, وكان يقود سيارة سيئة |
ot satıp kamyonet kullanıyordu. | Open Subtitles | كان يتاجر بالحشيش, وكان يقود سيارة سيئة |
Nolan maalesef ot çekerek çözülemeyecek sorunlardan biri bu. | Open Subtitles | حسنًا يا (نولان) ، أخشي أن هذه، أحد تلك المناسبات التي لا يمكن حلّها بالحشيش. |
Yine aynı zaman diliminde Latin Amerika kökenli çocukların esrar kaynaklı tutuklanma oranında yüzde 29 artış var. Siyahi çocukların esrar kaynaklı tutuklanma oranında ise %58 artış var. | TED | خلال تلك المرحلة الزمنية، ارتفعت نسبة اعتقال الأطفال من أصل إسباني إلى 29% بسبب النشاطات المتعلقة بالحشيش وارتفعت نسبة اعتقال الأطفال السود إلى 58% فيما يتعلق بهذه الجرائم. |
esrar mı pişiriyorsun? | Open Subtitles | هل تطهين بالحشيش يا فتاة؟ |
Belki Ronnie esrar satıyor diye belki de konfedere bayraklı bikinimden dolayı, bilemiyorum ama arkadaş olmaya başladığımızı sanmıştım. | Open Subtitles | بسبب متاجرة (روني) بالحشيش أو ربما بسبب ملابسي الداخلية على شكل علم الأتحاد ... لا أعلم , لكن |
Kolorado Kamu Güvenliği Departmanı'na göre 2014'te başlattığımız perakendeden beri neredeyse bütün fakir azınlık bölgelerinde beyaz çocukların esrar kaynaklı tutuklanma oranında yüzde 8 azalma görülüyor. | TED | وفقًا لإدارة السلامة العامة في كولورادو، منذ توفيرنا البيع بالتجزئة في 2014... تقريباً جميعها في أحياء الأقليات الفقيرة... شهدنا على انخفاض اعتقال الأطفال البيض بنسبة 8% لكل الأنشطة المتعلقة بالحشيش. |
Musterilerimden biri McDonald's da calisiyor, biz de takas durumu ayarladik. Ben ona esrar veriyorum, o da bana pisirme yagi ve o lezziz elma çöreklerinden veriyor. Off, o seylere bayilirim. | Open Subtitles | (أحد زبائني مديرا لـ(ماكدونالد وقد اتفقنا على نظام مقايضة فيما بيننا أزوده بالحشيش ويزودني بدهون الطبخ وفطائر التفاح الشهية كم أحب تلك الفطائر هل لدينا وقت للتوقف لتناولها - لا ,أنا متأخرة نصف ساعة عن زفافي - هل يمكنك قيادة هذه السيارة أسرع من 4 أميال في الساعة؟ |
- Samanla pişiriyor. | Open Subtitles | -أنه يطبخ بالحشيش . |